Atabeg, Türkçe ata ve beg kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiş bir kavramdır. Bu kelime ilk önce Selçuklular döneminde ortaya çıkmış ve bu ünvanı ilk kullanan kişi Nizamülmülk’tür. Selçuklularda atabeg’liğin çok büyük bir görev ve daha sonra yüksek bir unvan olduğu anlaşılır. Bütün kaynakların Selçuklularla ilgili verdikleri bilgilere göre, sultanlar devletin topraklarının çeşitli parçalarını yönetmeleri için aile fertlerine dağıttıkları sırada, henüz yaşları küçük çocuklarına vasi ve mürebbi sıfatı ile bir atabeg tayin ediyordu. Bu atabegler eski ve nüfuzlu oğuz beylerinde veya sultanın memlüklerinde sadakatli ve kudretli kumandanlardan seçiliyordu. Orhun Kitabelerinde geçen “Kül Tigin Atısı” lakabının atabey anlamına geldiği isbata çalışılmıştır. Çünkü atabeylik kurumunun İslamiyet’ten önceki doğu Türk devletlerinde de bulunduğunu söyleyebiliriz. Selçuklu İmparatorluğunun bütün vasallarında gördüğümüz bu kurum, ondan sonraki diğer Türk devletlerinde de görülmüştür. Atabeylik kurumunun Karahanlılar ve Gaznelilerde olduğuna dair elimizde kesin deliller yoktur. Osmanlılarda da bu kurum lala ismini alarak devam etmiştir. Lala kelimesi Farsça efendinin çocuğuna bakmakla sorumlu, kul, köle anlamına gelmektedir. Lalalar ileri gelenlerin, yüksek dereceli idarecilerin, bey, hükümdar çocuklarının eğitimiyle ilgilenen, onların her türlü eğitiminden sorumlu ve onlara yönetim işini öğreten kişidir. Lalalık daha önceki atabeylik kurumunun benzeri olarak devam etmiştir. Biz bu çalışmamızda atabeylik ve lalalık unvan ve kurumunun sadece Türklere ait bir kurum mu, yoksa başka devletlerden mi alınmış olduğunu karşılaştırmalı tarih açısından araştırmaya çalışacağız. ÖZET Atabeg, Türkçe ata ve beg kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiş bir kavramdır. Bu kelime ilk önce Selçuklular döneminde ortaya çıkmış ve bu ünvanı ilk kullanan kişi Nizamülmülk’tür. Selçuklularda atabeg’liğin çok büyük bir görev ve daha sonra yüksek bir unvan olduğu anlaşılır. Bütün kaynakların Selçuklularla ilgili verdikleri bilgilere göre, sultanlar devletin topraklarının çeşitli parçalarını yönetmeleri için aile fertlerine dağıttıkları sırada, henüz yaşları küçük çocuklarına vasi ve mürebbi sıfatı ile bir atabeg tayin ediyordu. Bu atabegler eski ve nüfuzlu oğuz beylerinde veya sultanın memlüklerinde sadakatli ve kudretli kumandanlardan seçiliyordu. Orhun Kitabelerinde geçen “Kül Tigin Atısı” lakabının atabey anlamına geldiği isbata çalışılmıştır. Çünkü atabeylik kurumunun İslamiyet’ten önceki doğu Türk devletlerinde de bulunduğunu söyleyebiliriz. Selçuklu İmparatorluğunun bütün vasallarında gördüğümüz bu kurum, ondan sonraki diğer Türk devletlerinde de görülmüştür. Atabeylik kurumunun Karahanlılar ve Gaznelilerde olduğuna dair elimizde kesin deliller yoktur. Osmanlılarda da bu kurum lala ismini alarak devam etmiştir. Lala kelimesi Farsça efendinin çocuğuna bakmakla sorumlu, kul, köle anlamına gelmektedir. Lalalar ileri gelenlerin, yüksek dereceli idarecilerin, bey, hükümdar çocuklarının eğitimiyle ilgilenen, onların her türlü eğitiminden sorumlu ve onlara yönetim işini öğreten kişidir. Lalalık daha önceki atabeylik kurumunun benzeri olarak devam etmiştir. Biz bu çalışmamızda atabeylik ve lalalık unvan ve kurumunun sadece Türklere ait bir kurum mu, yoksa başka devletlerden mi alınmış olduğunu karşılaştırmalı tarih açısından araştırmaya çalışacağız. h
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|