Views
67
Downloands
17
“Toplumsal Ekoloji” felsefesine göre, günümüz toplumu anti-ekolojiktir. Doğa, insan eliyle sömürülen bir nesne konumuna getirilmektedir. Toplumsal Ekolojiye göre doğa-insan ilişkisi iç içe, ayrılmaz ve süreklilik içeren yapıdadır. Toplumsal alandaki güç ve tahakküm ilişkilerinin bir benzeri doğa üzerinde uygulanmaktadır. Toplumsal Ekoloji düşüncesinin öncülerinden Murray Bookchin iki farklı doğa tasavvurunda bulunmaktadır. Düşünüre göre “Birinci Doğa” insanın yer almadığı yabanıl/vahşi doğadır. “İkinci Doğa” ise insanlar tarafından üretilen her şeydir. Toplumsal alan ve kültür İkinci Doğanın unsurlarıdır. Zaman geçtikçe İkinci Doğa, Birinci Doğayı egemenliği altına almaya başlar. Bu egemenlik istemi ekolojik sorunların da başlangıcını oluşturmaktadır. Bookchin’le birlikte Toplumsal Ekoloji Felsefesi Lewis Mumford, René Dubos’un görüşleriyle birlikte daha da geniş bir çerçeveye oturmuştur. Üç düşünür de, insanın tıpkı diğer canlılar gibi doğanın bir parçası olduğunu, insanla doğa arasındaki ilişkinin temelinde hâkimiyetin veya üstünlüğün değil, diyalektik bir süreci kapsayan ortak yaşamın olması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu doğrultuda Toplumsal Ekoloji Felsefesi, insanın doğa üzerinde kurduğu eşitsizlik içeren tahakkümü reddetmektedir. Reha Erdem’in Koca Dünya (2016) filminde de doğa, rahata ve huzura kavuşma alanı olarak betimlenmez. Doğa ve insan arasında gerilim bulunmaktadır. Bu doğrultuda film Toplumsal Ekoloji Felsefesi temelinde nitel film analizi yöntemi ve betimleme tekniği kullanılarak incelenecektir. Çalışmanın amacı, örnek olarak seçilen filmsel evrende Toplumsal Ekoloji Felsefesinin izini sürmektir. Filmde doğa kendi içine dönmüş bir yapıdadır. Kapitalizmin yarattığı “büyü ya da yok ol” düşüncesi, insanın doğayı kendinden dışsallaştırmasına neden olmuştur. Bu durumda doğa da kendi içinde insanı dışsallaştırmaktadır. Diğer bir deyişle doğa insanı reddetmektedir. İnsanın yaşayabileceği alanlar sadece modern kentlerdir. Ancak kentin kaotik yapısı, bilinmezliği ve tehlikeyi içermektedir. Filmde, şehirden kaçan gençler kendilerini modern insan tarafından fetişleştirilmiş doğada saklamaya çalışır. Ancak doğa artık tasavvur edilen huzur imgesini barındırmamaktadır. Nicelik evreninde “kocaman bir dünya vardır” ama nitelik olarak “yaşanılacak çok az yer” kalmıştır. Birinci Doğa insanın yarattığı İkinci Doğa tarafından yok edilmektedir.
According to the "social ecology" philosophy, today's society is anti-ecological. Nature is brought to a place of object exploited by man's hand. According to social ecology, the nature-human relationship is in an internal, inseparable and continuous structure. The power and power relationships in the social field are applied on a similar nature. Murray Bookchin, the pioneer of the social ecology thought, is found in two different nature designs. According to the thought, "First Nature" is a wild/ wild nature in which man does not exist. “The Second Nature” is everything that is produced by humans. The social space and culture are the elements of the Second Nature. With time, the Second Nature begins to dominate the First Nature. This demand of sovereignty is also the beginning of ecological problems. With Bookchin, the Social Ecology Philosophy Lewis Mumford, together with the opinions of René Dubos, sat on a broader framework. Three thinkers also emphasize that man, like other beings, is part of nature, and that the basis of the relationship between man and nature should be not domination or superiority, but a common life that covers a dialectic process. In this regard, the Social Ecology Philosophy rejects the unfairness of nature that the human being establishes. Reha Erdem's Great World (2016) is also not depicted as the area of nature, comfort and peace. There is a tension between nature and man. In this direction, the film will be studied using the quality film analysis method and imaging technique based on the Social Ecology Philosophy. The aim of the study is to track the Philosophy of Social Ecology in the film universe selected as an example. In the film, nature is in its own structure. The idea of “magic or extinction” created by capitalism has led to the outsourcing of man’s nature. In this case, nature is the one who is in itself. In other words, nature rejects man. The areas where people can live are only modern cities. But the chaotic structure of the city includes ignorance and danger. In the film, young people fleeing the city try to hide themselves in the nature fetished by modern humans. But nature no longer holds the image of peace. In the quantity universe there is "a huge world" but in the quality there is "too little place to live" left. The first nature is destroyed by the second nature created by man.
Field : Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Journal Type : Uluslararası
Article Detail 
Similar Articles
Download PDF
Journal Information
Listen Paper
Cite
Print This Page
Share
Mendeley
