Önce Arap edebiyatında, ardından Fars ve Türk edebiyatında görülmeye başlanan kırk hadislerin dinî türler içinde önemli bir yeri vardır. Hz. Muhammed’in “Ümmetim için din emirlerine dair kırk hadis ezberleyeni, Allah kıyamet günü fakih ve âlim olarak diriltir.” hadisi bu tür eserlerin hazırlanmasında temel hareket noktası olmuştur. Türk şairleri kırk hadislere çokça rağbet göstermişler ve 14. asırdan itibaren gerek mensur gerekse manzum ya da karışık olarak edebî yanı kuvvetli dikkate değer örnekler vermişlerdir. Nevâyî, Fuzûlî, Nev’î, Latîfî, Hakânî, Nâbî gibi Türk edebiyatının önde gelen birçok müellifi kırk hadis tertip etmişlerdir. Kırk hadisler üzerine kitap veya makale boyutunda şimdiye kadar bazı çalışmalar yapılmış, türe ait örnekler gün yüzüne çıkarılmış ve yeni keşiflerle kırk hadis literatürü oldukça zenginleşmiştir. Bu yazıda üzerinde durulacak olan Lutfî’ye ait kırk hadis de daha önceden varlığı bilinmeyen eserlerdendir. 16. asırda yaşadığı bilinen Lutfî’nin 59 beyit ve ikişer beyitli 40 kıtadan oluşan eseri, yapısı itibarıyla tam anlamıyla klasik bir eserdir. Çalışmada kırk hadislerle ilgili kısa bir girişten sonra Lutfî’nin kimliği üzerinde durulacak, ardından söz konusu kırk hadis tanıtılıp metni verilecektir.
Alan : Filoloji
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|