Özet:

İnsanoğlu, târih sahnesine çıktığı ilk andan îtibâren birtakım öğretilerin tesiri altında kalmıştır. Bu öğretilerin bir kısmı ideolojik temeler üzerinde varlığını sürdürürken, büyük bir kısmı da dinler olarak insan toplumlarının hayatına yön vermiştir. Bununla birlikte geçmişten günümüze dinsiz bir toplumun olmadığı da sosyolojik ve târihsel bir vâkıadır. Burada bahsi geçen dinlerin semâvi dinlerden biri olması gerekmez. Zîra taoizm, konfüçyanizm ve sihizm gibi inanışlar da kendi mü’minlerince ilâhîdirler. Ancak târih boyunca nicelik çoğunluğu temsil etmesi münâsebetiyle “din” denilince akla semâvi dinler gelir. İslâm dini sadece inanç ve ibâdet esaslarından müteşekkil bir din değildir. O aynı zamanda hayatı bütünüyle şekillendiren ve tezyin eden bir ahlâk nizâmıdır. Bu ahlâk nizâmında ferdin nitelikleri ile toplumdaki ilişkilerin tarzı birbirine sıkıca bağlıdır. İlâhi emir ve yasaklar ile islâm peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselâm’ın öğütleri ve davranış örnekleri, bütün îman edenleri değerler etrafında birleştiren esaslardır. Bu esaslara göre oluşan şahsiyet nitelikleri ve toplumsal kurumlar, istenilen ideal olmanın örnekleridirler. Bu çalışmada, nesillerin değerler dünyasına katkıda bulunan Sosyal Bilgiler Öğretim Programı’nda yer alan değerlerin Kur’ân-ı Kerim’deki karşılıkları tespit edilmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinin işe koşulduğu bu çalışmada doküman incelemesi yapılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde ise konu belirli kavram ve temalar çerçevesinde yorumlaranarak düzenlendiği için, nitel bir analiz yöntemi olan içerik analizi kullanılmıştır.

Anahtar Kelimeler: