Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 19
 İndirme 2
Niyazî-i Mısrî Divanı’nda Gönül
2023
Dergi:  
Katre Uluslararası İnsan Araştırmaları Dergisi
Yazar:  
Özet:

Çalkantılı hayatı sürgünlerle geçen Niyazî-i Mısrî, Türk tasavvuf edebiyatının en çok tartışılan, eserleri, fikirleri ve şiirleri hakkında ‎en fazla yazılan bir mutasavvıf şairidir. Bu yazının konusu Mısrî’nin gönül, gönül tasfiyesi ve kâmil insan olma yolundaki mücahedesidir. Yazıda Mısrî’nin kısaca hayatı ve kişiliği hakkında bilgi verildi. Mısrî, manevi olarak Hz. Ali, Muhyiddin İbn Arabî ve Mevlanâ’dan feyz almıştır.‎ Mısrî, Ahmet Yesevî, Yunus Emre, Nesîmî, Elvân-ı Şirâzî, Fuzûlî, Kutupzâde İbrahim, Aziz Mahmud Hüdâyî, Sinan ‎Ümmî, Gaybî Sunullah, Şemseddin Sivasî gibi şairlerin şiirlerine nazire yazmış ve bunlardan ‎etkilenmiştir. Bu makalede Mısrî’nin etkilendiği ve takip ettiği Yunus Emre ve Ümmî Sinan gibi şairlerin gönül konusu hakkındaki görüşleri mümkün olduğunca ayrıntılı bir biçimde incelendi. Mısrî, şiirlerinde tasavvuf ve sufîlerle ilgili yanlış anlamalara açık olan şarap, mahbup, meyhane, hum gibi kavramları bizzat kendisi bir risalesinde ayrıntılı olarak açıklamıştır. Bu hususta ilgili risaleden yeri geldikçe bazı alıntılar yapıldı. Mısrî, ‎kaleme aldığı şiirlerinde çoğu zaman kendi nefsine ve gönlüne hitap ederek insanı insan eden ‎en önemli yanı olan gönül hakkındaki duygu ve düşüncelerini çarpıcı beyitlerle, açık, anlaşılır berrak bir dil ve üslupla ifade ‎etmiştir. Mısrî’nin gönülle ilgili düşünce ve duygularının anlaşılması için sözlük ve kaynaklardaki bilgiler taranıp belirlendi. Yunus Emre ve Ümmî Sinan’ın gönül hakkındaki görüşleriyle Mısrî’nin düşünceleri arasında önemli benzerlikler bulunduğu tespit edildi. Şairin üzerinde durduğu gönlün mahiyeti, özellikleri, arındırılması gibi konular büyük ölçüde Yunus ve Ümmî Sinan’la benzerlik göstermektedir. Mısrî’nin gönül konulu beyitlerinde coşkun bir eda vardır. Onun, şiirlerinde şeriat ölçüleri içinde kalmaya azami özen gösterdiği söylenebilir. Mısrî de Yunus Emre ve ‎Ümmî Sinan gibi gönlün Allah’a ait olduğunu, O’nun dışındaki sevgi ve ilgilerin gönülde yer almaması gerektiğini ısrarla vurgulamıştır. Gönlün, sahibini ağırlayabilmesi için masivadan arındırılması gerektiğini dile getirmiştir. Niyazî, gönlü temizlemenin, tasfiye etmenin yollarını göstererek onun sadece Hakk’a ait ve‎ Allah’ın arşı olduğunu ifade etmiştir. Gönül, mekândan münezzeh olan Hakk’ın yeridir. Bu arşa ‎ulaşmanın yolu tevhid, dolayısıyla sürekli zikirdir. Mısrî, gönlün zikir ve tefekkürle ilahi nurlara ‎açılacağını söylemiş zikir ve ibadetin önemi üzerinde önemle durmuştur. Kişinin kendini ‎bulması, kalbini arındırması için halveti ve zikri tercih etmesini tavsiye etmiştir. Bu durum, şairin bir Halveti şeyhi olmasının ‎yansıması ‎olarak görülebilir.‎

Anahtar Kelimeler:

The Heart In The Diwan Of Niyazî-i̇ Misrî
2023
Yazar:  
Özet:

Niyazî-i Mısrî, a turbulent life spent in exile, is the most debated Sufi poet of Turkish Sufi literature, with numerous writings and discussions about his works, ideas, and poems. The focus of this article is Mısrî's struggle with the heart, its purification, and the path to becoming a perfect human being. Brief information about Mısrî's life and personality is provided in the text. Mısrî draws spiritual inspiration from figures such as Ali Ibn Abi Talib, Muhyiddin Ibn Arabi, and Mevlana Rumi. He has also written poems in response to the works of other poets such as Ahmet Yesevî, Yunus Emre, Nesîmî, Elvân-ı Şirâzî, Fuzûlî, Kutupzâde İbrahim, Aziz Mahmud Hüdâyî, Sinan ‎Ümmî, Gaybî Sunullah, and Şemseddin Sivasî, and has been influenced by them. In this article, the views of poets such as Yunus Emre and Ummî Sinan, whom Mısrî was influenced by and followed, on the subject of the heart are analyzed in as much detail as possible. Mısrî himself explained in detail concepts such as wine, beloved, tavern, and wine jug, which are prone to misunderstandings related to Sufism and Sufis, in one of his booklets in his poems. In this regard, some excerpts from the relevant booklet have been quoted from time to time. Mısrî often addresses his own ego and heart in his poems, expressing his profound thoughts and emotions about the heart, which is the most important aspect that makes a person truly human, using striking verses and a clear, understandable, and eloquent language and style. In order to understand Mısrî's thoughts and feelings about the heart, information from dictionaries and sources has been searched and identified. It has been determined that there are significant similarities between the views of Yunus Emre and Ümmî Sinan regarding the heart and the thoughts of Mısrî. The nature, characteristics, and purification of the heart, which the poet emphasizes, bear significant similarities to Yunus and Ümmî Sinan. Mısrî's couplets about the heart exhibit a passionate style. It can be said that in his poems, he took utmost care to adhere to the standards of Sharia law. Mısrî, like Yunus Emre and Ümmî Sinan, strongly emphasized that the heart belongs to Allah and that any love and attachment outside of Him should not reside in the heart. He expressed that the heart needs to be purified from worldly desires in order to be able to accommodate its owner. Niyazî, by showing the ways to purify and cleanse the heart, expressed that it belongs solely to the Divine and is the throne of Allah. The heart is the place of Allah, who is beyond any physical location. The way to reach this throne is through Tawhid (the belief in the oneness of Allah), thus it is through continuous remembrance (zikr). Mısrî has stated that the heart will open to divine light through remembrance (zikr) and contemplation (tefekkür), and he emphasized the importance of remembrance and worship. He advised the preference for seclusion (halvet) and remembrance (zikr) in order for a person to find oneself and purify their heart. This situation can be seen as a reflection of the poet being a sheikh of the Halveti order.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler








Katre Uluslararası İnsan Araştırmaları Dergisi

Alan :   Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 204
Atıf : 90
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini