Views
63
Downloands
13
Audio Listening
6
2003 yılında ABD’nin, Irak’ı işgal etmesi ve Baas rejiminin devrilmesiyle birlikte, yeni bir düzenin oluşması, Orta Doğu’da farklılık yaratan jeopolitik değişikliklere yol açtı. “Yeni Ortadoğu” veya “Büyük Orta Doğu” gibi terimlerin yaygınlığı ve diğer benzer yorumlar, dünyanın bu hassas bölgesinde yeni bir jeopolitik haritanın oluştuğunu gösteriyordu. Bu gelişmeler, dünya ve bölgesel güçler arasındaki rekabetin çoğalmasına neden oldu. Orta Doğu’daki varlıklarını ve nüfuzlarını genişletmelerine, yeni koşullardan, yeni jeopolitik ve jeostratejik düzenlemelerden yararlanmalarına yol açmıştır. 2003 Irak Savaşı’ndan sonra etnik ve mezhepsel çatışma, Irak’ta giderek artmaya başlar. Ülkede genelinde güvenlik sorunu çözülemediği gibi dış aktörlerin etkisi de giderek artarak istikrarsız bir ülke haline gelir. Irak’ın istikrarsızlık hale gelmesinde İran ve Suudi Arabistan’ın çıkar rekabeti büyük rol oynar ve her iki ülke de kendi aktörlerini kullanarak, Irak’ın iç politikasında daha güçlü olma politikasını izlerler. İran İslam Devrimi’nden sonra, Şii siyasi ve devrimci ideoloji, Suudi Arabistan’ın Sünni ve Vahhabizm ideolojisiyle karşı karşıya gelir. Böylece her iki ülke de bölgesel düzeyde birbirlerinin meşruiyetini sorgulamaya başlar. Oluşturulan bu makalede, analitik yöntem kullanılarak İran ile Suudi Arabistan’ın, iki bölgesel aktör olarak Irak politikalarını değerlendirmektir. 2003’ten sonra bu iki ülkenin çıkar rekabetlerinin etkisi, Irak’ın iç ve dış politikasına nasıl yansıdığını ele alarak analiz etmeyi amaçlamaktadır.
With the U.S. occupation of Iraq in 2003 and the defeat of the Baas regime, the formation of a new order led to geopolitical changes that created differences in the Middle East. The prevalence of terms such as "New Middle East" or "Big Middle East" and other similar interpretations showed that a new geopolitical map was formed in this sensitive region of the world. These developments have led to increased competition between the world and regional powers. It has led them to expand their assets and influences in the Middle East, to take advantage of new conditions, new geopolitical and geostrategic arrangements. After the 2003 Iraq War, ethnic and religious conflicts began to increase in Iraq. As the security problem is not solved throughout the country, the influence of external actors is increasing and becoming an unstable country. When Iraq becomes unstable, the interest competition between Iran and Saudi Arabia plays a major role, and both countries use their own actors to follow the policy of becoming stronger in Iraq’s internal policy. After the Islamic Revolution in Iran, the Syrian political and revolutionary ideology is faced with Saudi Arabia’s Sunni and Vahhabism ideology. Thus, both countries begin to question the legitimacy of each other at regional level. This article is designed to evaluate the policies of Iran and Saudi Arabia, as two regional actors, using an analytical method. After 2003, the two countries aim to analyze the impact of the interest competition, discussing how it reflects on Iraq’s internal and foreign policy.
Field : Filoloji; Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Journal Type : Ulusal
Article Detail 
Similar Articles
Download PDF
Journal Information
Listen Paper
Cite
Print This Page
Share
Mendeley
