Bu makalenin gayesi; temel hadis kaynaklarında geçen ve “kıyamet öncesi seddi delecek Ye’cûc ve Me’cûc’un nasıl helak edileceğini” haber veren rivâyetleri sened ve metin yönünden tahlil etmek ve konuyla ilgili daha doğru bakış açılarının geliştirilmesine katkı sağlamaktır. Araştırmalarımız neticesinde, Kur’an-ı Kerîm’in nazil olduğu dönemde Ye’cûc ve Me’cûc kelimesinin “isim” değil “sıfat” olarak kullanıldığı, Enbiyâ sûresi 96. âyette geçen Ye’cûc ve Me’cûc ile kast edilenlerin “ikinci sûrun üfürülmesiyle birlikte diriltilen ve mahşer meydanına doğru sel gibi akıp giden günahkâr, zalim, kâfir, münafık ve müşrikler topluluğu” olduğu, Kehf sûresi 94. âyette geçen Ye’cûc ve Me’cûc ile kast edilenlerin ise, “Zülkarneyn’in yaşadığı dönemde dünyada bulunan, etraflarına büyük zararlar veren, işgalci, sömürgeci ve bozguncu insanlar topluluğu” olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bir başka ifadeyle her iki âyette de Ye’cûc ve Me’cûc ile “belirli bir ırk veya kavim” değil, tam tersine “muhtelif ırk ve renklerdeki bütün zâlim, kâfir, müşrik, mücrim, münafık, fâsık ve müfsitler topluluğu” kastedilmiştir.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|