İslâm düşünce tarihi boyunca Ye’cûc ve Me’cûc ile ilgili isabetli olmayan görüşler müslümanların kafasını karıştırmış, onları sağlıklı değerlendirme yapma imkânından mahrum bırakmış, âyet ve hadislerin yanlış yorumlanmasına neden olmuş ve nihayet doğru olmayan bir Ye’cûc ve Me’cûc anlayışı ortaya çıkarmıştır. Makalenin gayesi; Ye’cûc ve Me’cûc’un Türkler olduğunu haber veren rivayetleri sened ve metin yönünden tahlil etmek ve bunların gerçek değerini ortaya koymaktır. Araştırma neticesinde, Kur’ân-ı Kerîm’in nazil olduğu dönemde Ye’cûc ve Me’cûc kelimesinin “isim” değil “sıfat” olarak kullanıldığı, Enbiyâ sûresi 96. âyette geçen Ye’cûc ve Me’cûc ile kast edilenlerin “ikinci sûrun üfürülmesiyle birlikte diriltilen ve mahşer meydanına doğru sel gibi akıp giden günahkâr, zalim, kâfir, münafık ve müşrikler topluluğu” olduğu, Kehf sûresi 94. âyette geçen Ye’cûc ve Me’cûc ile kast edilenlerin ise, “Zülkarneyn’in yaşadığı dönemde dünyada bulunan, etraflarına büyük zararlar veren, işgalci, sömürgeci ve bozguncu insanlar topluluğu” olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bir başka ifadeyle her iki âyette de Ye’cûc ve Me’cûc ile “belirli bir ırk veya kavim” değil, tam tersine “muhtelif ırk ve renklerdeki bütün zâlim, kâfir, müşrik, münafık, fâsık ve fasitler topluluğu” kastedilmiştir.
Thro
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|