Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 5
 Görüntüleme 28
 İndirme 3
Der Neronische Leuchtturm Und Die Vespasianischen Thermen Von Patara
2008
Dergi:  
GEPHYRA
Yazar:  
Özet:

Patara'da Nero Devri Deniz Feneri ve Vespasianus Hamamı Bu makalenin kısa şekli Türkçe «Patara Deniz Feneri. Eleştiriye Eleştiri» başlığı altında ya­yım­lanmıştır (bk. yuk. dn. 1). O makale yayıma verildiğinde, W. Eck'in yuk. dn. 46'da ve­rilen makalesi henüz ya­yımlanmamış olduğu için, buradaki «Nachtrag» kısmı adı geçen ma­ka­lede yer almamıştır. Türkçe ma­kalede, üç imzalı olarak ZPE'de (bk. yuk. s. 1) yayım­lanan Patara Deniz Feneri'ne ilişkin yazıda W. Eck, S. Şahin'in daha önce yayımladığı makalelerde Patara Vespasianus hamamı ile ilgili görüşlerini eleş­tirmektedir. Eck daha önceleri kaleme aldığı makalelerinde, adı geçen hamamın yapı yazıtındaki 3,5 satırlık antik çağ silintilerini, Nero'nun uğradığı damnatio mamoriae ile ilişkilendirerek, bu silme olayı­nın ya­zıt­ta adı geçen eyalet valisi Sextus Marcius Priscus tarafından 69 yılı başında (Vespasia­nus'un rakiplerini bertaraf ederek iktidara gelmesini müteakip) bizzat gerçekleştirildiği, dolayısıyla silinti ye­rinde aslında Nero'nun isim ve unvanlarının durmuş olduğunu, Ves­pasianus iktidara gelince de, onun ismini valiye sildirterek yerine kendi ismini yazdırdığını iddia etmiştir. Bu fikrinde, yukarıda verilen Deniz Feneri makalesinde de ısrar eden Eck'e karşı Şahin beş maddelik gerekçe göstere­rek gerek hamamın gerekse yapı yazıtının tipik bir Vespasianus eseri olduğu fikrini ileri sürmektedir. Şahin, kısa bir süre önce yayımlamış ol­duğu Patara Delikkemer basınçlı su kemeri yazıtı üze­rinde Eck tarafından yukarıda verilen maka­lede yaptığı düzeltmeleri filolojik ve tarihi gerekçelere da­yanarak reddetmektedir. Su­yolunda deprem sonucu meydana gelen hasar yüzünden kentte akar su­yun kesilmiş olma­sına ilişkin yazıtta verilmiş olan rakamı Eck, hiçbir gerekçe göstermeksizin Lamda (30) yeri­ne Delta (4) olarak okumak istemekte, bunu da açıklamasında okuyucuyu yanıltıcı bir şekil­de tamirat süresi olarak vermektedir. Halbuki rakam kentin kaynak suyundan mahrum kal­dığı süreyle ilgilidir. Şahin, Eck'in bu tür manipülasyonlara sık sık başvurduğuna örnekler vererek değindikten sonra, gerekçelerini göstererek, yazıtta verilen rakamın Lambda, yani 30 oldu­ğunu savunmaktadır. Yazıtın 8./9. Satırlarında Şahin tarafından μηδεμιᾶ[Ï‚] ΚΑΤΑÎΛΡΑ á¼Ï€Î¹Î³Ïα[φ]ῆς γενομένης şeklinde bırakı­lan, Eck tarafından ise μηδεμιᾶς κατ᾽ ἄνδÏα á¼Ï€Î¹Î³Ïαφῆς γενομένης şeklinde anlaşılmak istenen kısım filolo­jik ve özellikle tarihi açıdan ele alınarak irdelenmekte, ilgili cümlenin Eck'in verdiği şekilde anlaşılma­sının gerek tarihi gerekse filo­lojik açılardan mümkün olamayacağı belirtilmektedir. Makalenin sonuç kısmında, Eck ve diğer iki kişi tarafından yayımlanan Deniz Feneri yazıtın fotomontajında ve yazıt içeriğinde de küçük düzeltmeler yapılmaktadır. Eck, Şahin tarafından yukarıda dn. 2'de verilen «Kaiserbauten und Kaiserehrungen in Patara» başlıklı makalesinden hareketle, Patara hamam yazıtı konusunu ZPE'nin yuk. dn. 46'da verilen sayısında yeni­den ele alarak ve hemen tamamı konunun özüyle ilgili olmayan savlarla dolu bir makale daha yayım­lamıştır. Keza bu makalesinde de Eck, rencide edici bir üslupla Şahin'i eleştirmekte, söz konusu yazıt­taki silintide Nero'nun isminin silindiğinde, Ves­pasianus'un isminin de bizzat silinen yer üzerine ya­zıldığında ısrara etmekte ve ken­disine kazı başkanlığınca verilen yazılı arşitravdan alınmış resimleri de tezinin ispat mal­zemesi olarak sunmaktadır. Şahin ise, yukarda kaleme aldığı makaleye bu kez bir «Ek» («Nachtrag») yaparak, görüşlerini bir kez daha yineleyerek somutlaştırmakta­dır. Bu amaçla Şahin Eck'e, cevapla­ması ve böylce tezini kanıtlayabilmesi için sekiz soru yöneltmektedir: a) Eyalet valisi Priscus, hamam yazıtından Nero'nun ismini silmek için neden Ves­pasianus'un iktidara gelmesini beklemiş ve bu işi neden örneğin Galba ya da Vitellius'un 68/69 yılları arasında iktidara geldikleri sırada yapmamıştır ? b) Priscus, Vespasianus'un ismini neden silintinin bittiği yere değil de en üste yazmış ve neden özne ile fiil arasında 3,5 satırlık bir boşluk bırakmıştır ? c) Hamam yazıtından birkaç yüz metre ötede aynı vali Nero'un emriyle bir deniz feneri inşa ettirmiş ve orada Nero'nun isim ve unvanlarının tama­mını 30 cm büyüklüğündeki bronz harflerle yazdırmıştır. Soru: Priscus neden Nero'nun isim ve unvanlarını böylesine görkemli ve emperyal anlamlı bir anıt üzerinden söktürüp, yerine Vespasianus'unkini yazdırmamış da, sıradan bir hamam binasının 4,5 cm büyüklüğünde ve tamamen gösterişsiz taşra karakterli yapı yazıtından kazıtarak çıkarıp, hamamı sanki Vespasianus yaptırmış gibi gös­termiş, dolayısıyla yazıt içeriğinde tahrifat yapmıştır ? d) İmparator unvanlarının bu şekilde radikal ve geleneklere aykırı olarak silindiği bir başka yazıt var mıdır ? e) Vespasianus'un ya da bir başka impa­ratorun, kendinden önceki bir imparator tarafından yaptırılmış bir kamu binasının yapı yazıtını – bu imparator lanetlenmiş olsa dahi - sildirerek, kendi ismini yazdırdığı bir örnek var mıdır ? Kaldı ki Vespasianus'un Roma'da kendinden önceki imparatorlar tarafından yaptırılmış, ama şu ya da bu ne­denle tahribata uğramış olan kamu binalarını yeniden yaptırdıktan sonra bile, bunu kendi ismi altında değil, asıl sahibinin ismi altında hizmete soktuğu antik kaynaklardan bilinmektedir (dn. 52). Delikkemer yazıtında da durum farklı değildir; çünkü orada da Vespasianus ken­dinden önce eserde hizmeti geçen imparator ve valileri ismen zikrettirmiştir; f) Küçük Asya kentlerinde hamam yaptıran tek imparator (Arykanda'daki bir örnek hariç; bk. dn. 18) Ves­pasianus olup şimdiye kadar sadece Lykia'dan beş örnek bilinmektedir (dn. 16). Şu halde soru: Eck, Lykia'da ya da tüm Küçük Asya'da Nero tarafından yaptırılmış tek bir hamam ör­neği verebilir mi ? g) Kadyanda'daki hamamın yapı ya­zıtı Patara'daki ile büyük bir benzerlik göstermektedir (TAM II, 2 Nr. 651): Αá½Ï„οκÏÎ¬Ï„Ï‰Ï ÎšÎ±á¿–ÏƒÎ±Ï Î¦Î»Î¬Î¿Ï…Î¹Î¿Ï‚ Οá½ÎµÏƒÏ€Î±ÏƒÎ¹Î±Î½á½¸Ï‚ | Σεβαστὸς κατεσκεÏασεν τὸ βαλανεῖον á¼Îº τῶν ἀνασωθέντων χÏημάτων ὑπ'αá½Ï„οῦ | τῇ πόλει. Keza bu hamamın da vali Priscus tarafından yaptırıldığı kesindir. Şu halde; Eck bu yazıtı nasıl izah edebil­mektedir ? Patara yazıtında yürüttüğü mantığa dayanarak, burada da aslında Nero'nun isminin durduğu, Vespasianus is­minin sonrada Priscus tarafından eklendiği gibi abes bir fikri savlayabilir mi ? h) Kadyanda'da bir başka yapı yazıtında Vespasianus yine no­mi­natif halde, yani söz konusu yapıyı inşa ettiren imparator olarak gözükmektedir (TAM II, 2 Nr. 652): Αá½Ï„οκÏÎ¬Ï„Ï‰Ï ÎšÎ±á¿–ÏƒÎ±Ï Î¦]λάυιος Οá½ÎµÏƒÏ€Î±ÏƒÎ¹Î±Î½á½¸[Ï‚ Σεβαστὸς] │//////////////////////////// //////////////////////////////// │]ΙΑΠἔκτισεν á¼Îº Ï„[ῶ]ν [- - - - - - . Vespasianus keza bu yazıtta da aynı isim ve gentilnomen'i (Flavius) kullanmaktadır; bununla birlikte ikinci satır tamamen kazı­nark metinden çıkarılmış gözükmektedir; yani Patara hamam yazıtına benzer bir özellik gös­termektedir. Bu durumda, Eck'in mantığına göre, Vespasianus'un ismi bu yazıtta da Nero'nun isim ve unvanları silinerek yazılmış olmuyor mu ? Birinci satırda silinti izi bulun­madığına göre Eck bunu nasıl izah edecek ? Bu sorular Eck tarafından kendi tezini destekler biçimde gerekçelendirilerek cevap­lanmadığı sürece, Patara hamam yazıtı hakkındaki Nero tezi metot açısından yanlış bir yorum olarak değerlendirilmeye ve gerçeklikten çok uzak bir hayal mahsulü olarak kalmaya mahkûmdur. Şahin, Vespasianus'un 70 yılının ilk yarısının bilinmeyen bir tarihinde Mısır'dan yola çıkarak Roma yolunda Lykia'ya da uğradığını ve büyük bir olasılıkla Patara'yı ziyaret etmiş olabileceğini «Kaiser­bauten und Kaiserehrungen in Patara» makalesinde (yuk. dn. 2) belirtmişti. Buna karşılık Eck, hiç­bir bilimsel gerekçe göstermeksizin, konu hakkındaki antik kaynakları ve modern görüşleri göz ardı ederek, Vespasianus'un bu zaman zarfında çok daha önemli işlerinin olduğunu ve dolayısıyla yolda hiçbir yerde karaya ayak basmadan doğru­dan Roma'ya geldiğini iddia ederek Şahin'in bu husustaki görüşüne de karşı çıkmıştır. Şahin ise yuka­rıda «Nachtrag» bölümünde Vespasianus'un Lykia'ya kesin olarak geldiğini bu hususta Josephus (dn. 58) ve Cassius Dio (dn. 59)'da açık bilgiler bulunduğunu, dolayısıyla Eck'in konuyu bilerek çarpıttığını belirtmektedir. Benzeri bir çarpıtmayı Eck Patara Vespasianus hamamının inşa süresinde de ser­gi­lemektedir. Şahin Patara hamamının Vespasianus tarafından 69–70 yılı arasında yap­tırıldığını (Flavius gentilnomen'i se­bebiyle) yazmakla, inşa süresinin yaklaşık 1 yıl olduğunu zımnen belirtmiş oluyordu. Eck bundan da kendisine bir haklılık payı çıkarmak amacıyla, ha­mam binasının mevcut ölçüleri göz önünde tutulursa, hamamın bir yıl içinde biti­rilemeyecek kadar büyük olduğunu iddia etmekte ve bu nedenle hamamın Vespasi­anus devri yapısı olmadığını izaha çalışmaktadır. Halbuki Eck bir önceki makalesinde (bk. yuk. s. 12) Delikkemer basınçlı su kemeri ve su yollarının teknik açıdan çok daha karmaşık yeniden inşası için 2 aya yakın bir süreyi «der Tatkraft des Statthalters Marcius Priscus», yani vali Mar­cius Priscus'un iş becerisine atfetmektedir. Aynı valinin hamam yapısını 12 ayda yaptırmış olmasını ise, teklif salt Şahin'den geldiği için, binanın büyüklüğünü (38x27 m) ileri sürerek az bulmakta ve kendine özgü bilgiçliği ile reddet­mektedir. Bunu yaparken Eck bir baş­ka tarihi gerçeğin ise farkında bile olmamaktadır. Kendisine bir turist rehberinden hama­mın ölçüleri olarak verilen rakamların, binanın ören yerindeki bugünkü, yani tarihi süreçte en son evresinin boyutları olduğunu, dolayısıyla binanın ilk evresinin boyutlarını yansı­tamayacağını her nedense akıl edememektedir. Oysa her arkeolog, her tarihçi ya da epigrafist şunu kesin olarak bilir (ya da bilmesi gerekir) ki, hamam binaları zaman içinde en çok değişikliğe uğrayan, sık sık yeni bölmeler eklenen, yıkılıp yeniden yapılan yapıların ba­şında gelmektedir. Bu nedenle, Eck'in söz konusu hamam hakkında bir takım basmakalıp söz­cüklerle (örneğin, «zwingend, freilich» v.b.) okuyucuyu kendi tezine ikna etmeye çalış­ması, ciddi bir bilim insanının yöntemi olmaktan çok uzaktır. Eck, Patara kazıcılarından ölçü yerine hamamın yapı evrelerini öğrenseydi, tezi için belki daha yararlı olurdu. Ama kazı­cı­ların böyle bir araştırma yapmış olmaları zaten uzak bir ihtimaldir. Sonuç bölümünde Şahin, Patara hamam yazıtındaki silinme olayının bugün için bile­me­diğimiz ne­denlerden kaynaklanmış olabileceğine ilişkin kendi düşüncesine (bk. makalenin Türkçesi, yuk. dn. 1 ve yuk. s. 8) atıfta bulunduktan sonra, Eck'in son makalesinde yer alan ve kendisine Patara kazı baş­kanlığı tarafından Şahin'e karşı koz olarak kullanmak üzere veril­diği anlaşılan resimlere değinmekte­dir. Yazıtı taşıyan arşitravdan alınmış olan bu re­sim­ler konuya bambaşka bir açıdan bakmayı gerek­tirmektedir. Ne yazık ki, ne Patara'nın çeyrek asırlık kazıcıları ve ne de Eck gibi tecrübeli bir bilim insanı, konu yerine kişiye odaklandıkları için, resimlerin içerdiği tarihi mesajı maalesef görememiştirler. Çünkü söz konusu yapı yazıtını taşıyan bloktan alınmış bu kaliteli resimlerden (bk. aş. res. 2) açıkça anlaşılmakta­dır ki, yazıt orijinalde kabartma çerçeveli bir zemin üzerinde durmaktaydı. Bloğun tamamı tabula ansata şeklinde biçimlendirilmiş olabilir. Resimlerde yine açıkça görülmektedir ki, kabartma çerçeve tamamen kazınarak düzleştirilmiştir. Ayrıca yazıtın yer aldığı zemin üzerinde orta kısımda üç adet, diğer satıhta birçok dört köşe dübel deliği açılmıştır. Başka örneklerden de bilinmektedir ki, bu dübel delikleri bloğun mermer levha ile kaplandığına işaret etmektedir. Burada ortaya çıkan soru şudur: Ya­zıttaki silinme olayı, doğrudan yazıtın içeriği ile mi, yoksa bloğun mermer levha ile kaplanmasıyla mı ilgilidir? Sorunun ilk bölümü söz konusu olduğu takdirde, yine eski duruma geri dönmüş oluyoruz ki, bunun münakaşası yukarıda ayrıntılı olarak yapılmıştır. İkinci durum söz konusu olduğunda ise, olaya bambaşka bir açıdan bakmamız gerekiyor ki, bu durumda sorun zaten kendiliğinden çözülmüş oluyor. Yani yazıt, herhangi bir tarihte mermer bir levha ile kapa­tılarak işlevine son verilmiştir. Bu eylem çok sonraki bir tarihte de, bizzat vali Priscus tara­fından da yapılmış olabilir. Priscus tarafından yapılmış ise, ilk satırların silinme olayı, mer­mer levhayı düzgün şekilde bloğun yazıtlı sathına oturt­maktan kaynaklanmış olabilir. Zira ge­rek levha sathındaki minimal kalınlık farklılıkları gerekse yazıt sathındaki minimal ka­bartılar bu tür bir işleme yol açabilir. Şayet bu olay Priscus tarafından gerçekleştirilmiş ise, Ves­pasianus'un ilk ve ikinci satırlarda duran isminin kazıntı üzerine yazılmış olması değil, daha çok da bizzat kazınmış olması gerekir. Resim üzerinde görüldüğü kadarıyla, ilk satır harfleri aşağıda ka­zınmadan bırakılmış olan harflere kıyasla çok daha yüzeysel ve yıpranmış görünmektedir ki, bu da yazıtın baştaki satırlarının (ilk satır da dahil) hafif şekilde kazın­dığına ve yazıt taşıyıcının mermer levha ile Priscus tarafından kaplandığına işaret et­mek­tedir. Bunun sebeplerine ise yukarıda ayrıntılı olarak deği­nilmiştir. Bu bağlamda, Ves­pasianus'un ismi kazınmış bir zemin üzerinde dursa dahi, bunu Priscus'un bir eylemi olarak kabul etmek gerekmektedir. Çünkü Priscus ilkin yazıttan çıkarılması gereken İmpa­rator un­van­larını kazıtarak yeniden yazma yolunu seçmiş olabilir. Ama; kazıma dolayısıyla ortaya çıkan durum, yani taş sathının yeniden yazmaya elverişli olmayacak kadar pürüzlü ve çukur kalması, ayrıca özne ile nesne arasında büyük bir boşluğun ortaya çıkması, yazıtın genel görünüşünü bozduğu için, taşın tamamını mermer levhayla örterek yazıtı bu levha üze­rine yeniden yazmayı gerektirmiş olabilir. Şu halde; Akdeniz Üniversitesi'nin bir kazı yeri olan Patara kazı mıntıkasında, aynı üni­versitenin bir mensubu olarak bilimsel çalışma yapmamız kazı başkanlığınca engel­lendiğine göre, keza bu durumun yerinde kontrolü de kazıcılara ve Köln Üniversitesi kökenli danış­manlarına düşmektedir. Sonuç olarak, Patara Vespasianus hamamı yapı yazıtındaki silintinin gerçek nedenini yüz­­de yüz ke­sinlikle söylemek şimdilik mümkün gözükmemektedir. Kesin olan şudur ki, olay birçok durumla ilişkilendirilebilir; Nero'nun damnatio memoriae'si ile ama asla !

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler








GEPHYRA

Alan :   Filoloji; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 360
Atıf : 386
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini