Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 43
 İndirme 11
Osmanlı Taşrasında Ehl-i Örfe Karşı Kadılar Yahut Kânûn-i Kadîmin Ehl-i Şer‘ Bekçileri (1453-1586)
2020
Dergi:  
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Yazar:  
Özet:

Bu makale Osmanlı kadısının kanunların uygulanması ve örfi tasarrufların yargısal denetiminde oynadığı role odaklanmaktadır. Klasik dönem Osmanlı hükümdarları örfi yetkililerle reaya arasındaki hak ve sorumlulukları göstermek üzere kanunnâmeler vazetmişler ve örfi yetkililere kanunnâmelerin gereği üzere uygulanmasını emretmişlerdir. Sancak ve eyaletlerde görev yapan en üst örfi yöneticilere kanunların uygulanmasını hiyerarşik olarak denetleme sorumluluğu yüklenmiştir. Ancak örfi yetkililerin kanun dışı tasarruflara meyilli ve reayaya karşı kendi aralarında dayanışma içinde olmaları nedeniyle hiyerarşik idari denetim kendi başına adaleti sağlayamazdı. İdarede denge ve denetim prensibi icabı hiyerarşik denetimin yanında yargısal denetim de gerekliydi. Kanunların şeriatla yakın ilişkisi dikkate alındığında yargısal denetimi yapacak en uygun görevli, başat yargılama mercii olan kadıydı. Bu nedenle Osmanlı yöneticileri kadılara kanunların uygulanmasına nezaret etmelerini ve örfi tasarrufları kanun yönünden denetlemelerini emretmiştir. Geleneksel olarak şer‘î yargılama yapan ve bir kısım şer‘î işleri yürüten kadıların bu şekilde görevlendirilmesi bir Osmanlı Türkleri yeniliği olarak görülmektedir. Literatürde genel olarak klasik dönem Osmanlı kadılarının şeriatın yanında kanunu da uyguladıkları ifade edilmekle birlikte kadının kanunnâmelerin uygulanmasındaki rolü ve örfi yetkililerin tasarruflarını denetleme görevi müstakil bir çalışmaya konu edilmemiştir. Bu makale, 15. yüzyılın ikinci yarısından 16. yüzyılın sonlarına kadar çıkarılan reaya kanunnâmelerinde kadıya örfi tasarrufları kanun yönünden denetlemeyi emreden hükümleri analiz etmekte ve bağlantılı tarihsel-hukuki kayıtlar eşliğinde yorumlamaktadır. Kadıya örfi yetkililerin işlem ve eylemlerini denetleme görevi veren kanunların kronolojik olarak incelenmesi, kadının denetim görevinin mahiyeti ve tarihsel gelişimi hakkında yeni bilgiler elde etmemizi sağlayabilir. Reaya kanunnâmeleri, bilhassa sancaklar ve vilayetler için çıkarılmış olanlar, genellikle ilgili oldukları birimlerin vergi hukukuna dair kadim örf ve adetlerini içerdikleri için hukuk tarihi, sosyal ve ekonomik tarih araştırmaları, yönünden önemlidir. Bu belgelerin birçoğu kadının kanunların uygulanmasını denetleme görevi ve örfi yetkililerle ilişkileri hakkında veriler içermektedir. Eldeki ilk örneği, en erken İstanbul’un fethini takip eden yıllara kadar geri giden reaya kanunnâmeleri, 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren birtakım sosyal ve ekonomik nedenlerle önem kaybetmeye başlamış ve yüzyılın sonuna doğru gerçek hukuki hayattan kopma noktasına gelmiştir. Bu nedenle çalışma, 15. asrın ikinci yarısından 16. asrın sonlarına kadar, gerçek hukuki hayatla en fazla irtibatlı oldukları dönemde çıkarılmış olan reaya kanunnâmelerini esas almaktadır. Reaya kanunnâmeleri esas itibarıyla beytülmale ait vergilerin toplanma esaslarını vazettiği için kadıların kanunları uygulaması ve örfi tasarrufları denetlemesi nihai olarak beytülmali korumaya yönelik kazai işlemler mahiyetindedir. Genellikle vergi ve toprak hukukuna dair eski örf ve âdetlerden oluşan bu kodlar toplumsal düzeni sağlamaya yönelik sultani emirler olarak anlaşılmıştır. Kanunnâmelerin bu özellikleri, İslâm hukukundaki örf/âdet ve meşru yöneticiye itaat anlayışı temelinde şeriatla ilişkilendirilmelerine ve kadı mahkemesinde uygulanmalarına imkân vermiştir. Osmanlı taşrasının kaza-sancak-eyalet şeklindeki tipik idari/siyasi örgütlenmesinde kadının sırasıyla subaşı, sancakbeyi ve beylerbeyiyle olan ilişkileri yargısal denetim görevinin anlaşılması açısından önemlidir. Kadının taşrada görev ve yetki yönünden rekabet hâlinde olduğu asıl örfi görevli sancakbeyidir. Birçok kanunnâmede sancakbeyi kanunsuzluğun içinde olan ve bu nedenle kadılar tarafından daima kontrol edilmesi gereken görevli olarak betimlenir. Fermanlarda kullanılan hitap cümleleri her zaman kadının faziletinin artması/devam etmesi, sancakbeyinin izzetinin devam etmesi duasıyla nihayete erer. Osmanlı yöneticileri, sancakbeyinin hükümdarın vekili olarak taşıdığı izzeti, kadının şeriat ve kanun uygulayıcı olarak taşıdığı faziletle dizginleyerek kanunnâmelerde kurdukları dengeyi korumaya çalışmışlardır.

Anahtar Kelimeler:

They Are The Worshippers Of The Worshippers Of The Worshippers Of The Worshippers Of The Worshippers Of The Worshippers Of The Worshippers Of The Worshippers Of The Worshippers Of The Worshippers.
2020
Yazar:  
Özet:

This article focuses on the role that the Ottoman woman plays in the law enforcement and the savings in judicial supervision. In the classical period, the Ottoman rulers gave up the laws to show the rights and responsibilities between the archaeological authorities and the archaeological authorities, and they ordered the archaeological authorities to be applied according to the laws. The highest officials in Sancak and the states have been charged with the hierarchical supervision of the law enforcement. However, because the authorities are inclined to unlawful savings and are in solidarity with each other against reayaya, hierarchical administrative supervision could not provide justice by itself. The balance and control principle in the administration was required in addition to the hierarchical control of the court. The closest relationship of the laws with the Charter was considered to be the most suitable official to conduct judicial inspection, the first judgment mercy. Therefore, the Ottoman rulers ordered women to take care of the law enforcement and to control the savings in the direction of law. Traditionally, the assignment of women who do sheriff judgment and do some sheriff affairs in this way is seen as an Ottoman Turks innovation. In literature in general, the classical period of the Ottoman women in addition to the Charity also applied the law, but the role of the woman in the implementation of the laws and the task of monitoring the savings of the official authorities has not been subject to a special study. This article is from the second half of the 15th century. In the reaya laws issued until the end of the century, she analyzes the provisions that ordered the law to control the women's savings and interpreted them accompanied by related historical and legal records. The chronological examination of the laws which are responsible for monitoring the actions and processes of the women’s authorities can enable us to obtain new information about the nature and historical development of the women’s supervisory duty. Reaya laws, especially those that are drawn up for sanctuaries and provinces, are important in the direction of legal history, social and economic history research, because they often include the ancient statements and statements of the tax law of the units in which they are concerned. Many of these documents contain data about the woman’s task of monitoring the law enforcement and the relationship with the authorities. The first example, the reaya laws that came back to the years that followed the earliest conquest of Istanbul, began to lose importance from the second half of the 16th century for a number of social and economic reasons, and at the end of the century came to the point of breakdown from the real legal life. Therefore, the study is based on the reaya laws, which were drawn up from the second half of the 15th century to the end of the 16th century, in the period in which they were most connected with real legal life. Reaya laws largely give up the principles of collection of taxes belonging to the beytulmale because the law enforcement of women and the supervision of the savings are ultimately in the process of accidental proceedings aimed at protecting the beytulmale. These codes, which often consist of ancient orders and orders on tax and land law, are understood as sultan orders aimed at ensuring social order. These characteristics of the laws have made it possible to be associated with the Charity on the basis of the understanding of obedience to the Islamic law and to be applied in the women’s court. In the typical administrative/political organization in the form of accident-sancak-evil of the Ottoman thrust, the relationship of the woman with her husband, husband and sister, respectively, is important for the understanding of the judicial supervision task. The main competition in which the woman is competing in the field of duty and authority. In many laws, shepherd is described as a man who is in illegal and therefore must always be controlled by women. The phrase used in the phermas always ends up with the prayer that the female favourite increases/continue, the prayer that the speech of the sancakbey continues. The Ottoman rulers tried to preserve the balance they established in the laws by drawing the assembly of the sancakbey as the deputy of the ruler, the assembly of the woman as the charity and the law enforcement.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler










Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 859
Atıf : 2.423
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini