Görüntüleme
28
İndirme
8
Sanat, cinsellik ve toplum arasındaki ilişkilerin sıklıkla sorgulandığı günümüz sanat anlayışında imgenin yeniden tanımlanma şekli farklı biçimlerde inşa edilebilmektedir. Sanatçıların kendi bedenleri üzerinden ortaya koyduğu performanslar yeni düşüncelerden faydalanmaktadır. Bu düşüncelerin gelişmesinde önemli bir yeri bulunan fotoğraf temelli sanat çalışmalarının oluşturduğu deneysel alan hem sanatçıların işlerini hem de yeniden tanımlanan imge üretimini kapsamaktadır. Sanatçıların bedensel varlığı mekânsal ve zamansal süreklilik içerisinde şekillenirken bedenin makine ile ilişkisi tuhaf bir deneyimin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu kapsamda Amerikalı fotoğrafçı Dani Lessnau, kendi bedenini bir kameraya dönüştürmektedir. Sanatçının hem Lacan’ın ‘extimité’ tanımına hem de Freud’un ‘uncanny’ kavramına atıfta bulunması bu çalışma adına önemlidir. Sanatçı, iç ve dış alan arasındaki sınırları tuhaf ve alışılmadık bir şekilde fotoğraflarken, özel alanın kamusallaşmasını meşrulaştırmakta ve erkek/kadın arasındaki gözleyen/gözlenen ilişkisini tersine çevirmektedir. Bu açıdan bakıldığında da, sanatçının çalışmalarının önemi açıkça karşımıza çıkmaktadır. Bedenin fotoğraf makinesi aracılığıyla bir makine gibi kullanılması, egemen bakış açısından bağımsız olarak katılımcı bir yön sunmaktadır. Bu çalışma bedenin bir fotoğraf makinesi gibi işleyişi sonucunda ortaya çıkan bakışının etkinlik/edilginlik, bakma/bakılma, özne/nesne, gözleyen/gözlenen ve kadın/erkek karşıtlıkları üzerinde durmaktadır. Aynı zamanda sanatçının çalışmalarına odaklanırken, bu araştırma yöntem olarak göstergebilimsel öğelerden ve bazı önemli düşünürlerin felsefelerinden yola çıkılmıştır.
In today’s art understanding, where the relations between art, gender and society are often questioned, the way of re-definition of the image can be built in different forms. The performances that the artists show through their own bodies benefit from new thoughts. The experimental field of photographic-based artwork, which has an important role in the development of these ideas, covers both the works of artists and the re-defined image production. The physical existence of artists is shaped in spatial and time continuity while the body’s relationship with the machine causes a strange experience to emerge. In this context, American photographer Dani Lessnau turns his body into a camera. It is important for the artist to refer to both Lacan’s ‘extimité’ definition and Freud’s ‘uncanny’ concept for this work. The artist photographs the boundaries between the interior and the exterior in a strange and unusual way, legalizing the publicalization of the private space and reversing the observing/observed relationship between the man/woman. From this point of view, the importance of the artist’s work is clear to us. The use of the body as a machine through a camera offers an independently participating aspect in terms of dominant view. This work is based on the activity/attention of the sight resulting from the functioning of the body as a camera, viewing/looking, substance/object, observing/observing and female/man contradictions. While focusing on the artist’s work, this research method is based on indicative elements and the philosophies of some important thinkers.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
