Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 1
 Görüntüleme 116
 İndirme 55
Şarkiyatçı Söylemde Ötekilik Mekanlarının Yeniden Üretimi
2017
Dergi:  
ODU Journal of Social Sciences Research
Yazar:  
Özet:

Abstract Özet     Bu çalışma, Batılı eril fantazilerin söyleminde üretilmiş Harem, Hamam ve Köle Pazarı konularında şekillenmiş şarkiyatçı söylemin klişelerinden olan ve ötekilik mekânları olarak tanımlanan mekânlarda konumlandırılmıştır. Doğulu kadın temsillerinin yer aldığı bu resimlerden alıntılamalar yaparak, Türkiye’de yeniden üreten sanatçıların, çalışmalarının karşılaştırmalı okumalarını yapmaktadır. Çalışmada, bu bağlam üzerine yapıtlarını üreten İnci Eviner,  Gülsün Karamustafa, Taner Ceylan ve İsmet Doğan olmak üzere dört sanatçıya yer verilmiştir. Kadını temsil istencinin, ataerkil düzende, hegemonik yapısına feminist kuram çerçevesinde yaklaşılmıştır. Sonuç olarak Türkiye’nin sosyo-politik ve tarihi süreçleri de ele alınarak yapılan incelemede doğunun öteki oluşu, kadının öteki oluşuyla kesişmektedir;  sanatçıların yapıtlarında, öznenin kendini tanımlamada muhtaç olduğu “öteki”, merkezin sürekli değişen yapısıyla, yeni ötekiler yaratma sürecinden kaynaklı kimlik krizi yaratmaktadır. Ataerkil sistemin değişmez ötekisi, doğusu, edilgeni, eksiklisi vb. olarak işaret ettiği kadındır. Dolayısıyla kadının temsil edilişi, bu söylemler dâhilinde ötekini tahakküm altına almayı içinde barındırır; Türkiye’de üretilen bu çalışmaların bağlamları eril söylemin sadece bir tarafı yani “doğusu”dur. Bu anlamda şarkiyatçılığın paradoksal yapısı gereği, çalışmada konu edinilen dört sanatçının yapıtlarında ki yeniden üretimlerinin, bir heterotopya olma özelliği taşıdığı söylenebilir.   Anahtar Kelimeler: Şarkiyatçılık, Harem, Hamam, Köle Pazarı, Ötekilik Mekânları   Abstrac   This study involves spaces which are defined as otherness and among the cliché of orientalist discourse which were shaped around seraglios, public baths, and slave bazaars produced by Western masculine fantasies through visuals and today’s reproduction. By referencing these visuals involving the representations of eastern women, this study makes a comparison between Turkish artists who reproduce these spaces. These artists included in the study are İnci Eviner, Gülsün Karamustafa, Taner Ceylan and İsmet Doğan. The hegemonic structure of women representation will in the paternalistic order was approached from the feminist theory perspective.  As a result, in this examination considering Turkey’s socio-politic and historical processes crosses the otherness of the East with otherness of women. In the works of artists, the “other” required by the object to define itself creates an identity crisis sourcing from the process of creating new others due to the changing structure of the center. The unchanging other, east, passive, etc. of paternalistic system is women. Therefore, the representation of women involves domination of the other within these discourses. The contexts of these studies produced in Turkey is only one side of the masculine discourse; the “East”. In this sense, by nature of orientalism’s paradoxical structure, the reproductions of the artists included in this study can be stated to be heterotopia.           Keywords: Orientalism, Seraglio, Public bath, Slave Market, Otherness Spaces Summary   This study determined the main boundaries of spaces which are defined as otherness and among the cliché of orientalist discourse which were shaped around seraglios, public baths, and slave bazaars produced by Western masculine fantasies through visuals and today’s reproduction. Therefore, this study defines orientalism as it is created, replicated and consumed by Western centered discourse. According to Edward Said, orientalism is classified into two categories as open and implied. Open orientalism expresses opinions on the language, letters, history, sociology, etc. about Eastern cultures explicitly. However, implied orientalism refers to a field of dreams, images, fantasies and fears. So, East has become an object for both desire and information. This study has a viewpoint with reference to Said’s implied orientalism, and also criticizes Said for masculinity. According to the perspective of the West, East was centered as the other and represented on an imaginary geography. At this point, the representation of the East as the other crosses between the representation of women as the other. This feminist analogy which places the object constituting both the idea of this study and the foundations of Western oriented perspective in the white male, defines the women as the other to men. From Freudian perspective, women were seen as incomplete men. When we look through this perspective, East is seen as the incomplete West. The main idea of Westernization lies at this point.   Within this context, the starting point of this study has been the 18th century, when the interest in sexuality peaked in the West as also expressed by Foucault in his book titled “History of Sexuality”. 18th century was also the period when France undertook the mission of francization and the period of Ottoman collapse. Therefore, political-cultural relationships and their social reflections have been examined in this study. In this study which involved the footprints of cultural interaction between the two countries, how the ongoing discourses created a pattern was focused. The goal of this viewpoint and historical restriction is to point at the common grounds of two-way interaction between Ottoman Empire and France. This common ground is masculine viewpoint. In this study, the hegemonic structure of women representation will in this paternalistic order was approached from the feminist theory perspective. Starting from the Ottoman westernization movements, the reflections of Western modernity on visual arts in Turkey’s socio-political history was investigated within the context of women representation from an orientalist viewpoint.   Therefore, it is observed that orientalist visuals which are the extensions of paternalistic structure representing women as the object in the West that can be characterized as the otherness spaces, have transmitted the same tradition. In visual arts in Turkey, the concept of Ottoman orientalism has been dealt with within the context of reproduction of women representation through the pictures drawn in orientalist discourse. The double otherness created by the concepts of westernization-modernization seen as the results of Ottoman orientalism’s reflections on today’s Turkey has been emphasized. The reflection of implied orientalism on visual arts was investigated through the other sexualized in the foreign discourse considering the historical aspects of the era. Otherness spaces sexualized in foreign discourse were examined under three parts: seraglio, public bath, and slave bazaar. The works of four artists who produced them within this context were involved. These artists were İnci Eviner, Gülsün Karamustafa, Taner Ceylan, and İsmet Doğan. As a result, in this examination considering Turkey’s socio-politic and historical processes crosses the otherness of the East with otherness of women. In the works of artists, the “other” required by the object to define itself creates an identity crisis sourcing from the process of creating new others due to the changing structure of the center. The unchanging other, east, passive, etc. of paternalistic system is women. Therefore, the representation of women involves domination of the other within these discourses. The contexts of these studies produced in Turkey is only one side of the masculine discourse; the “East”. In this sense, by nature of orientalism’s paradoxical structure, the reproductions of the artists included in this study can be stated to be heterotopia.         Summary Bu çalışma, Batılı eril fantazilerin söyleminde üretilmiş Harem, Hamam ve Köle Pazarı konularında şekillenmiş şarkiyatçı söylemin klişelerinden olan ve ötekilik mekânları olarak tanımlanan mekânların görselleri ve günümüzde yeniden üretimi üzerinden ana sınırlarını belirlemiştir. Dolayısıyla çalışmanın Şarkiyatçılık tanımı; Batı merkezli eril söylemler dahilinde yaratılmış ve yine söylemlerle çoğaltılmış, tüketilmiş olduğu şeklindedir. Edward Said’e göre şarkiyatçılık açık ve örtük olmak üzere iki ye ayrılır. Açık şarkiyatçılık, Doğu’lu toplumların dili, yazını, tarihi ve sosyolojisi vb. üzerine açıkça dile getirilmiş görüşleri içermektedir. Fakat örtük şarkiyatçılık rüyaların, imgelerin, fantazilerin ve korkuların yer aldığı bilinç dışı bir alanı kapsamaktadır. Dolayısıyla, Şark hem bir bilgi hem de arzu nesnesi haline gelmiştir. Çalışma Said’in örtük şarkiyatçılık dediği alandan hareketle bakışını oluşturur ve bu noktada Said’e maskülinist eleştiriyi de yapar. Batı merkezli anlayışta, Doğu, öteki olarak konumlanmış ve imgesel bir coğrafya temsil edilmiştir. Bu anlamda Doğu’nun öteki olarak temsili, kadının öteki olarak temsiliyle kesişmektedir. Feminist bakışla kurulan bu analoji çalışmanın ideasın oluşturan Batı merkezli anlayışın temellerini de oluşturan öznenin, batılı beyaz erkek söyleminde konumlanışı, kadını erkeğin ötekisi olarak tanımlamıştır. Freudyen bakışta, kadın eksikli erkek olarak tanımlanmıştır, bu bakıştan hareketle Doğu eksikli Batıdır. Batılılaşma fikrinin temeli budur.   Bu bağlamda, çalışma da tarihsel anlamda başlangıç noktası olarak,  Foucoult’un da Cinselliğin Tarihi kitabında belirttiği üzere cinselliğe karşı olan ilginin batıdaçok arttığı dönem olan 18.yüzyıl ele alınmıştır. 18.yüzyıl aynı zamanda Fransa’nın Fransızlaştırma misyonunu üstlendiği ve Osmanlı çöküş dönemidir. Dolayısıyla bura da siyasi kültürel ilişkiler ve toplumsal yansımaları incelenmiştir. İki ülke arasındaki karşılıklı etkileşimden doğan Alaturka- Alafranga olarak dile yerleşmiş ve bir dönemin kültür etkileşiminin izlerinin açık edildiği bu çalışmada tarihsel anlamda günümüze kadar devam eden söylemlerin nasıl bir örgü oluşturduğu üzerinde durulmuştur. Bu bakış ve tarihsel daraltmada amaç Osmanlı ve Fransa’nın bu dönem içerisinde birbiriyle çift taraflı etkileşim halinde olmalarının ortak paydasına işaret etmektir. Bu ortak payda eril bakıştır. Bu çalışmada, kadın temsil istencinin, ataerkil düzende, hegemonik yapısına feminist kuram çerçevesinde yaklaşılmıştır. Osmanlı batılılaşma hareketlerinden başlayarak, Türkiye’nin sosyo-politik tarihi içerisinde görsel sanatlarda, Batı modernitesinin yansımaları, şarkiyatçı bakışta kadın temsili bağlamında incelenmiştir.   Dolayısıyla ötekilik mekânları olarak nitelendirebilecegimiz Batı’da kadını seyirlik nesne konumunda temsil eden ataerkil yapının bir uzantısı olarak görünür olan şarkiyatçı resimlerin aynı geleneği aktardığı görülür.  Türkiye’de görsel sanatlarda, şarkiyatçı söylemde oluşturulmuş resimler üzerinden kadın temsilinin yeniden üretilmesi bağlamında, Osmanlı Oryantalizmi kavramı ele alınmıştır. Türkiye’de Osmanlı oryantalizminin bu günkü yansımalarının sonucu olarak değerlendirilen batılılaşma-modernleşme kavramlarının yarattığı çifte öteki olma durumu vurgulanmıştır. Örtük şarkiyatçılığın görsel sanatlar anlamındaki yansıması yabancı bilgisel söylemde cinselleştirilmiş öteki üzerinden dönemin tarihsel süreçleri dikkate alınarak incelenmiştir.  Yabancı bilgisel söylemde cinsiyetlendirilmiş ötekilik mekânları; Harem, Hamam ve Köle Pazarı olmak üzere üç bölüme ayırılarak incelenmiştir.  Bu bağlam üzerine yapıtlarını üreten İnci Eviner, Gülsün Karamustafa, Taner Ceylan, İsmet Doğan olmak üzere dört sanatçının yapıtlarına yer verilmiştir. Sonuç olarak Türkiye’nin sosyo-politik ve tarihi süreçleri de ele alınarak yapılan incelemede doğunun öteki oluşu, kadının öteki oluşuyla kesişmektedir;  sanatçıların yapıtlarında, öznenin kendini tanımlamada muhtaç olduğu “öteki”, merkezin sürekli değişen yapısıyla, yeni ötekiler yaratma sürecinden kaynaklı kimlik krizi yaratmaktadır. Ataerkil sistemin değişmez ötekisi, doğusu, edilgeni, eksiklisi vb. olarak işaret ettiği kadındır. Dolayısıyla kadının temsil edilişi, bu söylemler dahilinde ötekini tahakküm altına almayı içinde barındırır; Türkiye’de üretilen bu çalışmaların bağlamları eril söylemin sadece bir tarafı yani “doğusu”dur. Bu anlamda şarkiyatçılığın paradoksal yapısı gereği, çalışmada konu edinilen dört sanatçının yapıtlarında ki yeniden üretimlerinin, bir heterotopya olma özelliği taşıdığı söylenebilir.        

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler


ODU Journal of Social Sciences Research

Alan :   Eğitim Bilimleri

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 978
Atıf : 7.411
ODU Journal of Social Sciences Research