İslam tarihinin Hz. Peygamber’den sonra en mühim şahsiyetlerinden biri olan Hz. Ali’ye (ö. 40/661) ait hitabe, nasihat, mektup, şiir ve vecizeler, Türk edebiyatında da alâkayla karşılanmış bu konularda birçok eser meydana getirilmiştir. Hz. Ali’ye nisbet edilen binlerce vecizeden yüzünü, tanınmış Arap âlimi Câhız (ö. 255/869) “Mie Kelime” gibi bir isimle derlemiş üç yüze yakınını ise Tabersî (ö. 548/1154) bir araya getirip “Nesrü’l-leâlî” adı altında elifba harfleri sırasına göre dizmiştir. Bu derlemeler, Türk edebiyatı tarihinde tahminen 14, kesin olaraksa 15. asırdan itibaren onlarca defa tercüme veya şerh edilmiştir. Adı geçen metinleri çeviren edebî şahsiyetlerden çoğunun isim yahut mahlası bilinmekte birtakımının eserlerinde hüviyetlerine dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Hangi asır adamlarından olduğu tercümesinden öğrenilemeyen bir şair, Nesrü’l-leâlî, Sad-Kelime-i Hazret-i Alî gibi derlemelerden seçtiği 94 Arapça vecizeyi, ikişer beyitle Türkçeye çevirmiştir. Mütercimin, tek nüshası tesbit edilebilen eserinde elif, bâ (b), tâ (t), sâ (s), cim (c) harfleriyle başlayan özlü sözleri tercüme ettiği görülmektedir.
Alan : Filoloji; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|