Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 30
 İndirme 4
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN ORTADOĞU İLE TARİHSEL-JEOPOLİTİK-TEOPOLİTİK BÖLGESEL İLİŞKİLERİ
2021
Dergi:  
Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Yazar:  
Özet:

Savaş sonrası kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sosyo-ekonomik sorunları devasa boyutlara ulaşmış arka arkaya gelen savaşlar ile genç nüfus harp meydanlarında yok olmuştu. Tarım ülkesi Türkiye’de üretimin düşmesi fakirliği yaygınlaştırmıştı. Türkiye Devlet “Beka” sorunuyla karşı karşıya idi. Dolayısıyla Türkiye gücü nispetinde jeo-politikçi yayılmacı bir siyaset yerine “Yurtta sulh, cihanda sulh” prensibinden hareketle denge siyasetine yönelmiş ve pro-aktif bir dış politika tercihi yapmıştır. Sadabad Paktı ve Balkan Paktı bu doğrultuda organize edilmiştir. Genç Cumhuriyet Pan-Türkist ve Pan-İslamist dış politika anlayışları yerine önceliği iç politikaya ayırmış ve dindar bir toplum yerine maneviyatçı bir toplum yaratmaya çalışmıştır. Türkiye yarım kalan devrimler sonrası dış politikada eğilimini Batı Bloku’ndan yana kullanmış ve bir nevi NATO’nun ileri karakolu vazifesini görmüştür. İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye’nin Ortadoğu ile olan ilişkileri de Batılı ülkelerin konsepti çerçevesinde şekillenmiştir. 1960 müdahalesi sonrası Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerde bazı adımlar atılsa da özellikle Kıbrıs sorununda Türkiye Ortadoğu ülkelerinden gerekli desteği görememiştir. Önsel olarak somut durumun somut tahlilini yapmak gerekirse Türkiye’nin Cezayir sorununda ortaya koyduğu ikircikli tavrın bu olumsuz yaklaşımlarda etkili olduğunu söyleyebiliriz. 1970’li yıllarda Türkiye, Ecevit’in Üçüncü Dünyacı dış politika yaklaşımının meyvelerini daha sonra 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda görecektir. Ancak daha sonra “Arap ülkelerinin sorunlarına karışmamalı yaklaşımı” tekrar Türk dış politikasında hâkim anlayış olacaktır. 1990’lı yıllarda ise özellikle Türk aydınlarının öldürülmesi ve bu cinayetlerin İran ile ilişkilendirilmesi iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açacaktır. Türkiye-Arap ülkeleri arasındaki yakınlaşma AKP döneminde artacak ama Arap Baharı’nın başlamasıyla ilişkiler önce durgunluk daha sonra ilişkilerde soğuma prosesine doğru yönelmiştir.

Anahtar Kelimeler:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN ORTADOĞU İLE TARİHSEL-JEOPOLİTİK-TEOPOLİTİK BÖLGESEL İLİŞKİLERİ
2021
Yazar:  
Özet:

The social-economic problems of the Republic of Turkey, established after the war, have reached enormous dimensions with the backward wars and the young population has been destroyed in the harp squares. The decline in agriculture in Turkey has spread poverty. Turkey is faced with the “Beka” issue. Therefore, the power of Turkey in relation to a geo-political disseminating policy instead of the principle of "Yurtta sulh, cihanda sulh" moved towards the balance policy and preferred a pro-active foreign policy. The Sadabad Pact and the Balkan Pact are organized in this direction. The young Republic has given priority to domestic policy instead of the Pan-Turkish and Pan-Islamic foreign policy concepts and has sought to create a spiritual society instead of a religious society. After the remaining half of the revolutions, Turkey has used its tendency in foreign policy to the side of the Western Block and has seen the role of the NATO’s advanced headquarters. After the Second World War, the relations of Turkey with the Middle East were formed in the framework of the Western countries. After the 1960 intervention, some steps were taken in relations with the Middle East countries, but Turkey did not see the necessary support from the Middle East countries, especially in the issue of Cyprus. First of all, if we need to make a concrete assessment of the situation, we can say that the bilateral attitude that Turkey shows in the Algeria issue is effective in these negative approaches. In the 1970s, Turkey will see the fruits of Ecevit's Third Worldwide Foreign Policy Approach later in the 1974 Cyprus Peace Movement. But later, the "adaptation not to interfere with the problems of the Arab countries" will again be a judgment in Turkish foreign policy. In the 1990s, the assassination of Turkish illusions and the association of these murders with Iran would lead to the deterioration of the relations between the two countries. The proximity between the Turkish-Arab countries will increase during the AKP period, but with the beginning of the Arab Spring, the relations first stopped and then turned towards the cooling process in the relations.

0
2021
Yazar:  
Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler






Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Alan :   İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 421
Atıf : 1.296
Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi