Ekoloji felsefesi tartışmalarında öne çıkan eleştirilerden birisi de insanmerkezciliğe ve akılcılığa dönük eleştiriler olmuştur. Kuşkusuz akılcılık denilince farklı tarzlarda birçok akılcı yaklaşım ele alınabilir. Ne var ki ekolojik tartışmalar açısından baktığımızda eleştiriye konu olan akılcılığın bilhassa modern düşünce ile birlikte ortaya çıkan ve bir bakıma insanmerkezciliğin de dayanaklarını oluşturan akılcılık olduğu söylenebilir. Bu eleştirileri değerlendirirken ise akılcı yaklaşımlar arasındaki ayrımların ve benzerliklerin göz önünde tutulması önemli gözüküyor. Zira bu yöndeki kimi eleştirilerde ekolojik bir varoluşun koşulu için aklın ya da modern insanın ontolojik olarak olumsuzlanmasına değin varabilen eğilimlere rastlanabiliyor. Ekolojik tartışmalarda insanmerkezciliğe ve akılcılığa dönük eleştirilerin oldukça meşru yanları olduğunu teslim etmekle birlikte bu yönde bir akılcılığın felsefede özellikle de modern düşünce ile nasıl desteklendiğinin kavranılması gerekiyor. Bununla birlikte ekolojik bir öze sahip olan ve olmayan akılcılık arasında ayrım yapma çabası bu yazının amacını oluşturmaktadır. Zira eğer ekolojik bir varoluş tarzının kuruluşuna ilişkin felsefi dayanaklar araştırılacaksa bunun olmazsa olmaz (sina qua non) boyutlarından birisi kategorik olarak yine akıl (eko-akıl) olacaktır.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|