Konkordato, mali durumu bozulan ve vadesi gelen tüm borçlarını ödeyemeyecek durumdaki borçlunun, ileri sürdüğü teklifin kanunda hükmedilen nitelikli çoğunluktaki alacaklı tarafından kabul edilmesi ve yetkili mercilerce tasdik edilmesi neticesinde öngörülen zamansal kesitte, kendisi için tanınan koşullarda ödenmesini sağlayan bir hukuki imkândır. 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte, Türk Hukukunda konkordato prosedürü, işleyişi ve süreci bakımından önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Konkordatoda kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçlarının ifade edildiği kanun hükmü revize edilerek yeniden düzenlenmiştir. Kanun koyucu, 7101 sayılı Kanunla revize edilen İcra ve İflas Kanunu’nun 294’üncü maddesinin 6’ncı fıkrasında, konkordato mühletinin verilmesinden önce gerçekleştirilen ve müstakbel alacağın devrine ilişkin olan sözleşmelerin, alacağın mühlet kararından sonra doğması ihtimalinde hükümsüz olacağını öngörmektedir. Borçluyu konkordato mühletinin verilmesinden önce gerçekleştirdiği alacak devirlerinin tahmin edilemeyen sonuçlarından koruyacak olan bu kural, aynı zamanda, borçlunun mali açıdan iyileşmesine hizmet edecektir. Borçlunun daha uygun koşullarda bozulan mali durumunun düzeltilmesine olanak sağlayan mühletin müstakbel alacakların devri üzerindeki etkisine ilişkin kanun hükmü, iyileşme dostu olması sebebiyle önem arz etmektedir. Çalışmamızda, genel olarak 7101 sayılı Kanun ile şekillenen konkordato prosedürü ile kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları açıklandıktan sonra, kesin mühletin müstakbel alacakların devri üzerindeki etkisi ortaya konulmaya çalışılacaktır. Böylelikle, İİK m. 294/f. 6’da öngörülen kanun hükmünün amacı, şartları ile sonuçları açıklanarak 7101 sayılı Kanunla getirilen müstakbel alacakların devrine ilişkin yeni düzenlemenin değerlendirilmesi yoluna gidilecektir.
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|