Güney Kafkasya’da Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle uzun yıllardır dondurulmuş bir ihtilaf olarak devam eden gerginlik 2020 yılının son aylarında yerini geniş kapsamlı bir silahlı çatışmaya bırakmıştır. İkinci Dağlık Karabağ Savaşı olarak adlandırılan bu çatışma süreci 44 gün sürmüştür. Ermenistan ilk saldırıyı başlatan taraf olsa da Azerbaycan buna derhal meşru müdafaa hakkıyla karşılık vermiş ve savaş boyunca sağladığı askeri üstünlük ile önemli kazanımlar elde etmiştir. İki taraf için de ağır zayiatlar doğuran bu çatışmalar 9 Kasım 2020 tarihinde imzalanan Ateşkes Andlaşması ile sona ermiştir. Bu makalede, ilk olarak Dağlık Karabağ sorununun tarihi gelişimi ortaya konulmakta ve bu arka plandan hareketle İkinci Dağlık Karabağ Savaşı ile bu savaşı bitiren 9 Kasım 2020 tarihli Ateşkes Andlaşması uluslararası hukuk açısından detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. İlk bölümde özellikle geçmiş ateşkes süreçlerine ve diplomatik girişimlere odaklanılmaktadır. İkinci bölümde ise İkinci Dağlık Karabağ Savaşı’nın başlangıcı ile birlikte savaş boyunca Ermenistan tarafından gerçekleşmiş olan uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku ihlalleri değerlendirilmektedir. Son bölümde ise 9 Kasım 2020 tarihli Ateşkes Andlaşması’nın hükümleri detaylı bir şekilde incelenmektedir. Bu değerlendirmelerin neticesinde 9 Kasım 2020 tarihli Ateşkes Andlaşması’nda Dağlık Karabağ bölgesinin nihai statüsünü belirleyen herhangi bir hükmün yer almadığının altı çizilmektedir. Bu nedenle Dağlık Karabağ sorunu çözülmesi gereken güncel bir mesele olarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Dolayısıyla makalede, Dağlık Karabağ bölgesinin nihai statüsüne ilişkin bir barış andlaşmasının imzalanması ve böylece kesin bir çözümün sağlanabilmesi için Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı ilgili aktörlerin çaba göstermesinin önemi vurgulanmaktadır.
Alan : Hukuk
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|