Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 78
 İndirme 27
Juan Goytisolo’nun Marx’ların Öyküsü Romanında Tarihsel İzlenimler
2015
Dergi:  
Turkish Studies
Yazar:  
Özet:

Juan Goytisolo İç savaş sonrası İspanyol edebiyatının önemli yazarlarından birisidir. Birçok kere Türkiye’ye gelmiş olan yazar ülkemiz ile ilgili pek çok çalışma yayımlamıştır. Doğu kültürünü çok iyi tanıyan yazarın özellikle son dönemlerde kaleme aldığı romanlarında Türk kültürünün unsurlarını görmek mümkündür. Yazarın kitaplarının birçoğu Türkçe’ye çevrilmesine rağmen dilimizde Goytisolo hakkında yapılan çalışmalar çok azdır. Bu makalenin amacı yazarın Marx’ların Öyküsü adlı romanını tarihsel olarak incelemek ve bunun sonucunda Türkiye’de Çağdaş İspanyol edebiyatı üzerine incelemeler yapan kişilerin ilgisini bir nebze olsun yazara ve eserlerine çekmektir. Goytisolo 5 Ocak 1931 tarihinde Barselona’da doğmuştur. Yazarın doğduğu yıl İspanya tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birini oluşturmaktadır. Nisan 1931 tarihinde, yazarın doğduğu tarihten üç ay sonra, ülkede Cumhuriyet ilan edilir. Yeni siyasi rejim ile birlikte ülkede XX. yüzyıla uygun birçok reform gerçekleştirilir. Böylece ülke sosyal, ekonomik ve siyasal olarak ilerlemeye başlar. Fakat bu ilerlemeler planlanan şekilde sonuçlar vermez. Ne yazık ki Cumhuriyetin ilanı ile ülkede iç savaşa giden yol açılmış olur. Yeni siyasi rejimi destekleyenler ve cumhuriyet döneminden önce var olan krallık düzeni yanlıları birbirine girmişlerdir. Böylelikle yazar küçük yaşta İspanya İç Savaşı’na (1936-1939) tanıklık etmek zorunda kalır. General Franco etrafında toplanan milliyetçiler ve cumhuriyetçiler arasında üç yıl süren iç savaşı Nazi Almanyası’nın ve Mussolini İtalyası’nın desteği ile Franco kazanır ve ülkede otuz altı yıl sürecek olan diktatörlük dönemi başlar. Bu nedenle 1939 yılında iç savaşın bitmesi ülkenin siyasi durumunda bir değişikliğe neden olmaz. Tam tersine ülkenin durumu daha çok kötüleşir. Özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra ülke Avrupa devletleri tarafından siyasi yalnızlığa terk edilir. Birleşmiş Milletler ülkeye 1950 yılına kadar sürecek olan yaptırım kararı alır. Ülkenin yalnızlaştığı bu dönemde okul çağında olan yazar Franco diktatörlüğünün eğitim politikasına uygun olarak dini bir eğitim görür. Fakat yazar özellikle üniversite yıllarında baskı rejiminin öngördüğünün dışında farklı bir çizgiye doğru adım atar. Bu dönemde edebiyatla ve politika ile yakından ilgilenir. Öğrencisi olduğu hukuk fakültesini yarıda bırakır ve kendisini tamamen edebiyata verir. İlk romanı yayınlanır. Fakat Franco İspanyası’nda yazar olmak kolay değildir. Dikta rejiminde sansür korkusu bu dönemdeki yazarların edebi yaşamında önemli rol oynamış, yazarların metinlerinde dolaylı anlatıma yönelmesine ve yarım kalan sözcüklü cümleler kullanmalarına neden olmuştur. Yazarın Franco rejiminde kaçma isteği ve daha açık bir toplumda yaşama arzusu Fransa’ya göç etmesine neden olur. Böylece yazar yirmi beş yaşında gönüllü sürgün hayatını seçerek Paris’e göç eder. Paris’te bulduğu özgürlük ortamı hem yazarın siyaset ile daha detaylı ilgilenmesini hem de farklı milliyetlerden yazarlarla tanışmasını sağlar. Böylece İspanya’da roman yazarken sansür faktörünü düşünen İspanyol meslektaşlarının aksine dilediği konuda roman yazma fırsatını bulur. Yazarın bu romanları kendi hayatından izler taşımasının yanı sıra güncel konular üzerine de yoğunlaşır. Böylelikle Bosna Savaşı nedeniyle Kuşatma Hali (El Sitio de Los Sitios) romanını, Körfez Savaşı sonucunda ise Kırk Günlük Süre’yi (La Cuarentena) yazar. Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte yazar Marx’ların Öyküsü adlı romanını kaleme almıştır. Marx’ların Öyküsü romanında gerçekte meydana gelmiş tarihî bir olayı anlatılır. Romanın ana konusu sosyalizmi ve bu fikir akımının özünü oluşturan Marksizmi içerir. Toplam beş bölümde oluşan romanın her bir bölümü sosyalizmi farklı bir bakış açısıyla ele alır. Birinci bölümde yazar Sovyetler Birliği’nin temel dayanağı olan Marksizm’in kurucusu Karl Marx üzerine yoğunlaşır. Eserinde postmodern roman özelliklerini kullanan yazar zaman ve mekân kavramlarını belirsizleştirir ve anakronizm öğesini kullanır. XIX.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler




Turkish Studies

Alan :   Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 11.916
Atıf : 45.037
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini