Cervantes, şövalye hikâyelerinin parodisini yaptığı Don Kişot romanıyla, romans türünün sonunu hazırlayarak roman türünün temellerini atar. Yazar, romans türünü klasik bir şekilde yermek yerine o türü kendi silahıyla vurmuş ve şövalye hikâyelerinin saçmalığını bu eserlere inanarak şövalyeliğe soyunan bir karakteri hâlden hâle düşürerek hicvetmiştir. Eser, dünya edebiyatında olduğu gibi Türk edebiyatında da önemli izler bırakmıştır. Yazı makinesi olarak nitelendirilen Ahmet Mithat’ın kaleme aldığı ve makalemize de konu olan “Çengi” romanı, Cervantes’in ünlü “Don Kişot” romanının kültürümüze ve edebiyatımıza uyarlanmış bir şeklidir. Toplumu eğitmeyi kendine temel görev edinen Ahmet Mithat, bütün eserlerini bu kaygıyla kaleme almıştır. Makalemize konu olan “Çengi” romanında da yazarın bu yönünü görmemiz mümkündür. Bu makalede Ahmet Mithat’ın “Çengi” romanı ile Cervantes’in “Don Kişot” romanı karşılaştırılacak, iki eser arasındaki benzerlikler tespit edilecek, Ahmet Mithat’ın uyarlama yaparken nelere dikkat ettiği ortaya konacaktır. Ayrıca dünya edebiyatında romanın gelişimine yön veren Cervantes’in Ahmet Mithat üzerinde bıraktığı tesirler de tespit edilmeye çalışılacaktır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|