Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 39
 İndirme 4
МЕТОДЫ ПРИМЕНЯЕМЫЕ ПРИ ОПРЕДЕЛЕНИИ ДОСТОВЕРНОСТИ ХАДИСОВ
2020
Dergi:  
Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Yazar:  
Özet:

Hadis ve Sünnetin anlamı: Hadis kelimesi sözlükte “haber” “hikâye” demektir. Terim olarak. Hz. Peygamberin sözleri fiilleri ve takrirleridir. Sünnet kelimesi sözlükte; yol, yön, gidişat, usul adet, gelenek manasına gelmektedir. Istılahi anlamı ise Hz. Peygambere nispet edilen söz, fiil ve takrirlerin tümüne sünnet denir. Buna göre hadis sünnet ile eş manalıdır. Yani Hz. Peygamber’den Kur’an-ı Kerim haricinde rivayet edilen ve şer’i hükme delil olabilecek söz, fiil ve takrirlere hadis veya sünnet denir. Nass olarak değerlendiriliken hadis ve sünnet kavramları genellikle aynı manada kullanılmıştır. (Birinci kaynak Kur’an, ikinci kaynak ise hadis veya sünnet şeklinde değerlendirilmiştır). Sünnet ve hadis arasında geleneksel bir fark vardır. Hadis Hz. Peygamber’in sözlerini ihtiva ederken, buna karşı sünnet onun fiillerini ve uygulamalarını ihtiva eder. Daha genel bir anlamda sünnet kavramının hadis kavramı yanında daha geniş bir anlamı vardır. Hz. Peygamber’in fiillerini ve sözlerini ihtiva eden sünnet, aynı zamanda bir anlamda hadisleri de ihtiva eder. Hadis, Hz. Peygamber’in fiilerinden ziyade sözleri şeklindeki hadislerden meydana geldiği için, sünnetin bir parçasını teşkil eder. Sünnetin/hadislerin henüz peygamber hayatta iken rivayet edilmeye başlanmıştır. Hz. Peygamber’in fiilleri ve sözlerinden oluşan - “hadisler” - İslami ilimlerinin en önemli kaynaklarından biridir. Hadisler, sadece peygamber ve ona yakın olan sahabiler hakkında rivayetler değildir, aynı zaman da Kur’an’ın özetidir. Ancak Kur’an ve hadisler arasında fark vardır. Kur’an’ın hem anlamı hemde sözleri Allah’a aittir, hadisler ise anlamı Allah’a sözleri ise peygambere aittir. Hadisler Kur’an’dan sonra gelen ikinci kaynaktır. Sünnetin/hadislerin İslam hukukunda büyük bir yeri ve önemi vardır. Çünkü sünnet/hadis Kur’an’da asılları sabit olan hükümleri tamamlayan, diğer taraftan Kur’an’da emredildiği halde hakkında yeterince açıklama ve ayrıntı verilmeyen pek çok hükmü ayrıntılı olarak açıklamış ve uygulamasını göstermiştır. Ayrıca sünnet/hadis Kur’an ile muhalefet etmeyecek şekilde Kur’an’ın bir hüküm bildirmediği konularda yeni bir hüküm bildirmiştir. Müslümanlar Hz. Muhammedin peygamberliğine İslamyetin bidayetinden itibaren sadece inanmakla kalmamış aynı zaman da O’nun sözlü ve yazılı emirlerine ve fiillerine itaat etmişlerdir. Ayrıca uyulması gereken bir rehber olarak ve ona ait olan harşeyi örnek olarak görmüşlerdir. Hz. Muhammed’den aktarılan bu rivayetler hadisçiler tarafından hadis ilmini geliştirmek için kullanılmıştır. Nihayetinde Hz. Muhammed’e izafe edilen bu sözkonusu rivayetleri tespiti için “ilmu’l-hadis” adı altında ilim ortaya çıkmıştır. İlmu’l-Hadis, kabul ve red yönünden hadisin senedini ve metnini inceleyen ilim dalıdır. Müslümanlar arasında fitne vaki olduktan sonra, geniş çapta hadis uydurulmasına ve bu uydurulan hadislerin müsülüman arasında yayılmasına sebep olmuştur. Ayrıca beşerî zaaflar sebebiyle hadis rivayetin de ravi kusurları ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu iki sebep sonucunda Hz. Peygamber’e izafe edilen rivayetlerin ona ait olup olmadığunu araştıran ayrıca bu rivayetlerin aslına uygun nakli ayırt etme gayesiyle konulan prensipleri belirleyip bunlarla ilgili ıstılahları konu edinen bir ilim dalı ortaya çıkmıştır. Bu prensipler ve yöntemler tarih süreçte ihtiyaca göre belirlenmiş, uygulanmış ve geliştirilmiştır. Bu prensiplerden bir tanesi hadis alimleri, hadisin sahih ve zayıflığı konusunda esas alan bir isnad sistemi geliştirerek hadislerin sıhhatini tespit edebilmişlerdir. Ayrıca muhaddisler insnadları araştırıken aynı zamanda ravilerin kimliklerini, cerh ve tadil durumlarını da araştırmışlardır. Bu araştırmalar neticesinde elde ettikleri bilgileri kaydederek ravilerin biyografileri için müstakil kitaplar telif etmişlerdir. Ayrıca isnad kavramıyla birlikte hadis senetlerinde geçen ravilerin, ravi olmaları yönüyle araştırmaları, İlmu’r-Racal ve Cerh-Tadil adında iki ana ilim dalının doğmasına yol açmıştır. İlmu’r-Rical (rical ilmi), hadisleri aktaran ravilerin kimliklerini tanıtmaya çalışan ilim dalıdır. Cerh-Tadil ilmi ise ravilerin rivayetlerinin kabul ve reddine etkili olacak vasıflarını inceleyen ilim dalıdır. Aslında Cerh-Tadil ilmi, hadislerin iki önemli kısmından olan ve sağlam hadis metnine ulaşma amacının gerçekleşmesinde bir araç sayılan isnadın kontrol sistemidir. Hadis alimleri bir hadisin sahih olabilmesi için bir takım şartlar ileri sürmüşlardir. Bir hadisin sahih olabilmesi için onda tam olarak bulunması gereken şartlar beştir: “hadisin senedinde kopukluk olmayacak”, “raviler adaletli olacak,” “raviler zabt sahibi olacak”, “hadis illetli olmayacak”, “hadis şaz olmayacak”. Ayrıca muhaddisler, isnad, ilmu’rical, cerh-tadil sahih hadisin tespiti için uygulanan yöntemlerin yanında mevzu rivayetleri tanımak amacıyla bir takım ip uçları tespit etmişlerdir. Buna mevzu rivayetlerin tanıma yöntemleri/yolları denir.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler




Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 251
Atıf : 271
Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi