Gerçekliğin yapı taşlarını belirleyen ontolojik kabuller, bunların bilgisine nasıl ulaşılacağını belirleyen epistemolojik kabuller ve bu ikisini de kapsayarak aşacak biçimde; elde edilen bilgilerin sistematik bir düşünümde nasıl değerlendirilmesi gerektiğini belirleyen yöntembilimsel kabuller, her daim, siyasal düşünceyle ilişki içindedir. Bu bağlamda pozitivizm de, ortaya çıktığı günden itibaren belirli siyasal yönelimleri bünyesinde taşımaktadır. Pozitivizm, 19. yüzyıl ortalarında Fransa'da, mevcut egemenlik ilişkilerini tehdit eden aristokrasi-kilise merkezli direnç ile yoksul halk tabakalarının muhalefetine karşı, toplumsal ve siyasal bir panzehir olarak düşünülmüştür. Yöntembilim alanında pozitivizmin, görünürdeki en apolitik önermeleri dahi -uygulayıcılarının niyetlerinden bağımsız bir biçimde- bu siyasal misyonuyla uyum içindedir.
The ontological concepts that determine the structures of reality, the epistemological concepts that determine how to reach their knowledge, and the methodological concepts that determine how to evaluate the obtained information in a systematic thought, are always in relation to political thought. In this context, positivism has been carrying certain political directions within it from the day it emerged. In the mid-19th century, positivism was seen as a social and political puzzle in France, against aristocratic-centric resistance and the opposition of the poor folk layers that threatened the current sovereign relations. In the field of orientation, even the most apparent apolitical suggestions of positivism – independently of the intentions of their applicants – are in line with this political mission.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|