Çağdaşlaşma kavramı, toplumsal kurumların gelenekten ayrılması sürecidir. Türkiye’de 18. yüzyılda başlayan çağdaşlaşma süreci günümüzde toplumsal amaçlarına ulaşamadığı gibi, Türkiye toplumunun tepkisini almaktadır. Bu makalede söz konusu başarısızlığın ve toplumun genelinden kaynaklanan olumsuz tepkilerin olası nedenleri çağdaşlaşma sürecinin alt yapısal (sınıfsal-ekonomik)boyutlarından başlayarak açıklanmaktadır. İki yüz yılı aşkın tarihsel dönemi kapsayan süreç içinde toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan köylü sınıfları ezilmiş ve dışlanmış, yenilik ve düzenlemelerden yalnızca küçük bir zümre yararlanmıştır. Gerçekte çağdaşlaşma süreci, Türkiye toplumunun geniş çoğunluğunun yoksullaşması veezilmesinin nedeni değildir. Fakat köylü sınıflarının 16. yüzyılda başlayan yoksullaşması ve ezilmesi, 18. yüzyılda başlayan çağdaşlaşma süreciyle birlikte yürümüş ve derinleşmiştir. Bu nedenle çağdaşlaşma sürecinin bütün görüntüleri, gerçekte Türkiye toplumunun açık ya da gizli sorumlu gördüğü tutum, davranış ve yaşam alışkanlıklarını oluşturmaktadır. Makalenin konu alanı 3. Selim döneminden başlayıp 20. yüzyılda tek parti döneminin sonuna kadar olan dönemi içine almaktadır. Türkiye’de çağdaşlaşmaya yönelik toplumsal tepkiler, 2015 yılında yaşanan dört toplumsal olayla örneklendirilmiştir. Bu örnekler sırasıyla, 2015 yılında gerçekleştirilen genel seçimler, Konya ve İstanbul’da oynanan milli futbol karşılaşmaları, Adana’da gerçekleştirilen Kebab ve Şalgam Festivali’nin içkili olduğu gerekçesiyle saldırıya uğraması ve yılbaşının kutlanmasına yönelik tepkilerdir. Çağdaşlaşma sürecine yönelik tepkileri somutlaştırmak amacıyla yalnızca söz konusu örneklerin seçilmesinin iki nedeni, bu toplumsal olayların tümüyle gelenek merkezli bir tepki niteliği taşımaları ve 2015 yılındaki en güçlü gündem maddelerini oluşturmuş olmalarıdır. Tarihsel içerikli verilerin toplanmasında ise iki temel yol izlenmiştir. Birinci olarak bu dönemlere ilişkin sosyolojik içerikli incelemelerden yararlanılmıştır. Gerçekte Türkiye’de 18 ve 20. yüzyıllar arasındaki toplumsal yapının incelenmesini konu alan çok zengin bir sosyolojik literatür bulunmaktadır. İkinci olarak ise dönemi olduğu gibi yansıtma amacı taşıyan toplumsal-gerçekçi türdeki yerli edebiyat ürünlerinden yararlanılmıştır. Türkiye’de toplumsal-gerçekçi edebiyat ürünlerinin sosyoloji alanında kullanılması girişimleri henüz çok yenidir. Bununla birlikte gerçekçi edebiyat ürünlerinin toplumsal gerçekliğe odaklanmaları ve toplumsal gerçekliği olduğu gibi yansıtma amacında olmaları, onları sosyolojinin başlıca veri toplama araçları arasına yerleştirmektedir.
The concept of modernization is the process of separating social institutions from the tradition. The process of modernization in Turkey, which began in the 18th century, is the reaction of the Turkish society, as it is unable to
Alan : Filoloji
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|