Ursula K. Le Guin Mülksüzler adlı romanında birbirine zıt ideolojilere sahip iki dünya yaratır. Biri, bir devlet düzeni olmayan Anarres adındaki gezegen (ki bu ülkedeki insanlar bilinçli ve istekli bir şekilde özgürlüklerini anarşik bir toplumdaki eşit şekilde dağıtılan güç dinamikleriyle tecrübe etmektedirler); diğeri de onun uydusu olan Urras’tır ki (Urras’taki kapitalist A-İo, ve komünist Thu adlı ülkelerle betimlenir) ve otoriter devlet sistemini yansıtır. Bu iki zıt kutbu yaratarak Le Guin ideolojilerin uygulanmaları olan değişik yönetim biçimlerinin başarısızlıklarını yansıtmayı başarır. Le Guin’e göre, ideolojilerin temsil edildiği devletlerin başarısızlığı, insanlara ortak bir hayali ideal olan uzlaşma ortamını sağlayıp, onlara mutluluk dolu bir ortam yaratamamasıdır. Le Guin’e gore, ideolojilerin temsil edildiği devletler başarısızlığa mahkûmdur çünkü insanlara mutluluk sağlamak için oluşturulmuş hayali sistemlerdir ama ideal olmaktan uzaktırlar ve yanlış uygulamaları vardır. Bu makalede, sosyal, ekonomik ve politik bağlamlarda ideolojinin sistematik bilinçaltı etkileri (Althusser’in görüşleriyle), ve yönetimsel organizasyonların bireylerin kendilerine olan güvenlerini ve yaratıcılıklarını kısıtlayarak nasıl kendilerine yabancılaştırıldıkları Le Guin’in romanındaki distopik dünya yardımıyla incelenecektir. Böylece, farklı ideolojilere sahip bu her iki zıt dünyanın distopyaya nasıl dönüştüğü anlaşılacaktır. Sonuç olarak, Le Guin insanların devletin içinde mutluluğu arama sorununa, devlet düzenlerine değil de, (bütün sınırları aşabilecek olan) bireye odaklanarak, çözüm bulmaya çalıştığı görülecektir
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|