COVID-19 tüm dünyayı etkiledi ve sınırları dahi dikkate almadan küresel olarak yayıldı. Pandeminin küresel ekonomi, uluslararası politika ve toplumlar üzerinde büyük etkileri vardır. Bu süreç, küresel bir sorun olarak karşımıza çıksada, devletler içe döndüler, ulusal çözümler önerdiler ve küresel bir tepkiyi koordine etmekte başarısız oldular. Potansiyel güç kapasitesi olarak uluslararası sistemdeki en güçlü devlet olan Amerika Birleşik Devletleri’nin pandemi sürecinde kolektif uluslararası çabalara önderlik etmesi ve bunun yanı sıra kolektif eylem sorununu da çözmesi beklenmektedir. Fakat Trump yönetimi küresel liderlik rolünü yerine getirememiştir. Egemen liderlik teorileri ve Egemen İstikrar Teorisi’nden yola çıkarak, bu çalışma Amerika Birleşik Devletleri’nin COVID-19 sürecindeki küresel rolüne odaklanmaktadır. Her ne kadar klasik realizm ulusal çıkarların devletlerin dış politikalarının belirleyici unsuru olduğunu belirtse de, egemen güçlerin kendi sınırlarının ötesinde sorumlulukları vardır. Pandemi süreci, egemen gücün ana sorumluluğunu üstlenmesini ve COVID-19’un etkilerini azaltmak için kolektif bir yanıta liderlik etmesini gerektirmektedir. Bu iddiaya dayanarak, bu çalışma ABD Başkanı Donald Trump’ın Önce Amerika (America First) doktrininin dış politikada çok taraflılığa bağlı kalmasını ve kolektif bir eylemi organize etmesini başarısız kılmıştır, bu da Amerikan küresel liderliğini riske atmaktadır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|