Klinik uygulamalarla din arasında düşmansı bir tutumun olduğu genel bir telakkidir. Bu telakkinin ardındaki fikir; dinin, insanlık durumunu bilimsel olarak kanıtlanamayan sebeplere isnat etmesi olarak tezahür etmektedir. Ancak, bu telakki her halükârda hayata ilişkin positivist bir yaklaşım yansıtmaktadır. Din ve klinik uygulama birbiriyle uyumsuz değildir. Aslında, bir basiret ve öngörü kaynağı olarak din klinik uygulamalarda üç sebeple istihdam edilebilmektedir: (1) Bilim ve felsefeye nisbetle din,kapsamlı bir disiplindir. Bilim tikellerle (özgül alanlarla) ilgilenir. Öte yandan felsefe her ne kadar evrensellerle ilgilense de bireyin doğum öncesi ve ölüm sonrasıyla ilgilenmez. (2) Din, hayatın anlamına ilişkin olarak cevap sağlayantemel-tutarlı fenomendir. (3) Temel dini metinler psikolojik mukavemet bağlamındaesaslı muhasebeler sağlayan zengin kaynaklardır. Dolayısıyla, dinin klinik uygulamalarda göz ardı edilemez hayati bir rolü söz konusudur: hem tedavi hem de hıfzıssıhha bağlamında bir basiret kaynağı olarak din, klinik uygulamalarda istihdam edilebilir ve edilmelidir
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|