Özet İnsan, en güzel şekilde yaratılan varlıktır. Aynı zaman da yeryüzünün efendisi ve yaratıcının halifesidir ki her şey onun için var edilmiştir. Kur’an-ı Kerim, bu özellikte ve güzellikte yaratılan insanın başıboş bırakılmadığını haber verir. Bu bağlamda beşerin, kulluktan çevre hakkına kadar bir takım sorumlulukları ve kendisine emanet edilen yeryüzünü imar etme mesuliyeti vardır. Bunun yanında toplumsal yaşamın düzenli ve yaşanabilir olarak sürdürülebilmesi için düzen gereği konulan kurallara kişinin uyması dahası toplumu ve yaşamı ifsat etmemesi de bir sorumluluktur. Toplumsal düzen için koyulan Trafik kuralları da bu sorumluluklardan biridir. Bu trafik kurallarına uymak toplumsal düzeni imar, ihlal etmek ise ifsat etmektir. İslam, insanın can ve mal gibi değerlerini dokunulmaz kabul etmiş, hukuk ile de koruma altına almıştır. Bu değerlere zarar verenlere ise cezai müeyyideler öngörmüştür. Trafik kuralları, insanın can ve mal güvenliği için koyulmuş kurallardır. Bu kurallara uyulduğunda kişinin hem kendi hem de diğer kişi ve varlıkların canı ve malı güvende, ihlal edildiğinde ise tehlikede olmaktadır. Trafik kurallarına uymamak, maddi ve manevi zararlara sebebiyet vermek olduğundan aynı zamanda bir kul hakkıdır. Bu hakkın da hem dünyevi hem de uhrevi cezası söz konusudur. Trafik kurallarına uymak, bir birey için aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur. Kur’an ve Sünnet hayatın her alanında olduğu gibi trafikte de kişinin ahlaki olmasını istemektedir. Bu tebliğimizde; toplumsal düzen ve kişinin huzuru için koyulan trafik kurallarına riayet etmenin gerekliliği ve ihlali halinde İslam hukuku açısından kişinin dünyevi ve uhrevi sorumluluğundan bahsedilecektir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|