İnsanlık tarihi boyunca insanlar, bu dünya ile ilgilendiği kadar bu dünyayla bağlantılı gördüğü sonrasıyla da ilgilenmiştir. Bu bağlamda ölüm ve sonrası, hem dini hem felsefi açıdan üzerinde fikir üretilen bir husus olmuştur. Ayrıca, dünya tarihinde bizzat insanın mahiyeti başlı başına önemli bir husus olarak anlaşılmaya çalışılmıştır. İnsanın mahiyeti hakkında dinin ortaya koyduğu hususlar olduğu gibi filozofların da beyan ettiği fikirler olmuştur. İnsanın ruh ve bedenden oluştuğu genel bir kabuldür. İnsanın beden boyutundan daha ziyade ruh boyutunun mahiyetinin net olarak bilenemediği bir vakıadır. Aynı zamanda mahiyetinin birbirinden farklı olduğu düşünülen ruh ile beden ilişkisi, insanlığın tarih boyunca ilgilendiği bir konu olmuştur. Hinduizm’de, Hinduizm’in insan anlayışı ve bu anlayışla yakından ilişkili olan zaman anlayışı bu dünyadaki insanın maddi boyutu ile manevi boyutu arasındaki ilişkinin devamı bir bakıma tenasüh inancı vasıtasıyla açıklanmaktadır. Hinduizm’in inanç sistemi birbiriyle iç içe geçmiş inançlarla oluşmuştur. Hinduizm’de Tenasüh inancıyla bağlantılı olan başka inançları vardır. Bunlar arasında Hinduizm benimsenen karma, ruh, zaman, kurtuluş, insan, dünya, varlık gibi anlayışlar doğrudan ya da dolaylı olarak tenasüh anlayışı ile bağlantılıdır. Hinduizm’deki tenasüh inancının kutsal metin anlayış ve çeşitliliğine bağlı olarak ilk dönemlerden günümüze kadar geçen zamanda farklı olduğu bilinmektedir. Bu açıdan Hinduzim’in tenasüh inancının mahiyeti dönemsel olarak oluşan kutsal metin pasajlarına göre oluşmuştur. İslam filozofları tarafından da farklı saiklerle ruh-beden ve bu dünya ve sonrası ile ilgili fikirler geliştirilmiştir. Bu bağlamda, İslam filozoflarının tenasüh üzerine görüş belirtmeleri, Platon’da tenasüh fikrinin bulunması sebebiyle ortaya çıktığı kabul edilebilir. Genel olarak İslam filozofları tenasüh inancı hakkında net bir şekilde bir düşünce belirtmemiş olmakla birlikte bazı İslam filozoflarının Hinduizm’deki ile aynı mahiyette olmasa da tenasüh hakkında kendi düşüncesini ortaya koyduğu bilinmektedir. Bu anlamda, Hinduizm’deki tenasüh inancı ile İbn Sina’nın tenasüh düşüncesi karşılaştırmalı olarak ele alınıp değerlendirilmiştir.
İnsanlık tarihi boyunca insanlar, bu dünya ile ilgilendiği kadar bu dünyayla bağlantılı gördüğü sonrasıyla da ilgilenmiştir. Bu bağlamda ölüm ve sonrası, hem dini hem felsefi açıdan üzerinde fikir üretilen bir husus olmuştur. Ayrıca, dünya tarihinde bizzat insanın mahiyeti başlı başına önemli bir husus olarak anlaşılmaya çalışılmıştır. İnsanın mahiyeti hakkında dinin ortaya koyduğu hususlar olduğu gibi filozofların da beyan ettiği fikirler olmuştur. İnsanın ruh ve bedenden oluştuğu genel bir kabuldür. İnsanın beden boyutundan daha ziyade ruh boyutunun mahiyetinin net olarak bilenemediği bir vakıadır. Aynı zamanda mahiyetinin birbirinden farklı olduğu düşünülen ruh ile beden ilişkisi, insanlığın tarih boyunca ilgilendiği bir konu olmuştur. Hinduizm’de, Hinduizm’in insan anlayışı ve bu anlayışla yakından ilişkili olan zaman anlayışı bu dünyadaki insanın maddi boyutu ile manevi boyutu arasındaki ilişkinin devamı bir bakıma tenasüh inancı vasıtasıyla açıklanmaktadır. Hinduizm’in inanç sistemi birbiriyle iç içe geçmiş inançlarla oluşmuştur. Hinduizm’de Tenasüh inancıyla bağlantılı olan başka inançları vardır. Bunlar arasında Hinduizm benimsenen karma, ruh, zaman, kurtuluş, insan, dünya, varlık gibi anlayışlar doğrudan ya da dolaylı olarak tenasüh anlayışı ile bağlantılıdır. Hinduizm’deki tenasüh inancının kutsal metin anlayış ve çeşitliliğine bağlı olarak ilk dönemlerden günümüze kadar geçen zamanda farklı olduğu bilinmektedir. Bu açıdan Hinduzim’in tenasüh inancının mahiyeti dönemsel olarak oluşan kutsal metin pasajlarına göre oluşmuştur. İslam filozofları tarafından da farklı saiklerle ruh-beden ve bu dünya ve sonrası ile ilgili fikirler geliştirilmiştir. Bu bağlamda, İslam filozoflarının tenasüh üzerine görüş belirtmeleri, Platon’da tenasüh fikrinin bulunması sebebiyle ortaya çıktığı kabul edilebilir. Genel olarak İslam filozofları tenasüh inancı hakkında net bir şekilde bir düşünce belirtmemiş olmakla birlikte bazı İslam filozoflarının Hinduizm’deki ile aynı mahiyette olmasa da tenasüh hakkında kendi düşüncesini ortaya koyduğu bilinmektedir. Bu anlamda, Hinduizm’deki tenasüh inancı ile İbn Sina’nın tenasüh düşüncesi karşılaştırmalı olarak ele alınıp değerlendirilmiştir.
Alan : Güzel Sanatlar; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|