Avrupa Birliği’nin kuruluş amaçlarından biri Avrupa kıtasındaki savaşlara son vermekle beraber çıkabilecek olası savaşları önlemektir. Avrupa’da günümüze kadar çıkmış olan savaşların birçoğunun sebebi Kıta Avrupa’sındaki devletlerin aralarındaki hegemonya mücadeleleriydi. Kıtada söz sahibi olmak isteyen ve hatta kıtanın birçok ülkesini hükmü altına almak isteyen ülkelerden biri olan Almanya iki dünya savaşının çıkmasına sebep olmuştur. İki dünya savaşında da Almanya’nın saldırısına uğrayan ve mağdur edilen Fransa özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra Almanya’nın kontrol altında tutulması gerektiğini ifade ederek çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Nihayetinde Avrupa’da birliğe giden yolun başlangıcı olarak kabul edilen Avrupa Kömür Çelik Teşkilatı’na tanınan yetkilerle Almanya’nın en azından belli sektörleri dolaylı da olsa kontrol altına alınabilecekti. Almanya ile bunca kanlı tecrübeler yaşamış olan ülkelerin buna rağmen son yıllarda farklı beklentiler içerisine girdiğine şahit olmaktayız. Birliğe üye bazı ülkelerin yönetici ve siyasetçileri Almanya’nın Birlik içerisinde daha fazla sorumluluk alması gerektiğini açıkça ifade etmektedirler. Harici bu beklentilerle beraber Almanya dahilinde de benzer sesler yükselmektedir. Almanya’nın Birlik içerisindeki rolünün analizi ile beraber Charles Kindleberger’in hegomonik istikrar teorisi eşiğinde bu beklentiler analiz edilmeye çalışılmıştır.
One of the reasons for founding the European Union is the ending of wars and the prevention of new wars in the European continent. The reasons for most wars on the European continent were the hegemony struggle between European sovereign powers. One of those who was responsible for the wars is Germany. Because France was attacked by Germany in both world wars, for this reason it was a special concern for France to bring Germany under international control. The European Steel Union was also founded with the intention of keeping Germany under control in this sector at least so that it would not be a danger to the continent again. Despite the bloody experiences with Germany some countries are convinced that Germany takes more responsibility. But similar voices are heard meanwhile also within Germany. Our intention is to analyze Germany's role and to analyze the expectations of Germany in the context of the stability theory of Charles Kindleberger.
Alan : Eğitim Bilimleri; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|