Bugünkü bilgimize göre vücûh ve nezâir terimleriyle ilgili ilk tanımı İbnü’l-Cevzî yapmıştır. İbnü’l-Cevzî vücûh-nezâiri “bir kelimeden Kur’an’ın farklı yerlerinde farklı anlamların kastedilmesi” olarak tarif etmiş, ayrıca “vücûhun manaların, nezâirin lafızların adı olduğunu” belirtmiştir. Bu tanımın vücûh ve nezâir kitaplarının muhtevasının müşterek lafızlarla sınırlandırılmasına yol açtığını belirten İbn Teymiye, İbnü’l-Cevzî’nin tarifini eleştirmiştir. İbn Teymiye, söz konusu kitapların sadece müşterek lafızlarla ilgili olmadığını, bu kitaplarda müşterek lafızların yanı sıra mütevâtı lafızların da bulunduğunu belirtmiştir. Vücûhun müşterek lafızlarda, nezâirin mütevâtı lafızlarda bulunduğunu söyleyen İbn Teymiye, bugünkü bilgimize göre vücûh ve nezâirin tarifinde müşterek ve mütevâtı terimlerini kullanan ilk kişidir. İbnü’l-Cevzî’ye yönelttiği eleştiride İbn Teymiye haklı olmakla birlikte, kendi yaptığı tanım da çeşitli sorunlar içermektedir. Bu tarifinönemli sorunu, vücûh ve nezâir literatürünün muhtevasıyla birebir örtüşmeyen “müşterek” ve “mütevâtı” terimlerini tanıma ithal etmesidir. Zira vücûh ve nezâir alanındaki eserlerde geçen vecih/vücûh tabirinin lafz-ı müşterekle, nazîr/nezâir tabirinin de lafz-ı mütevâtı ile birebir örtüşmediği görülmektedir. İlaveten İbn Teymiye’nin nezâir tarifinde kullandığı “elfâz-ı mütevâtıe”nin, vücûh ve nezâir literatüründe nezâir karşılığında değil, vücûh karşılığında kullanılması İbn Teymiye’nin vücûh-nezâir anlayışının bir diğer sorundur. Vücûh ve nezâir kitaplarında yer alan maddelerin, her zaman homojen bir şekilde lafz-ı müşterek ya da lafz-ı mütevâtı kategorisine girmemesi, onun yaptığı tanımın bu kitaplardaki muhteva açısından kapsayıcı olmadığının bir diğer göstergesidir. Bu makalede İbn Teymiye’nin vücûh ve nezâir tarifinin etkileri ve yol açtığı sorunlar üzerinde durulacaktır.
Alan : İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|