Dil bilgisi kitaplarında emir kipinin hikâye ve rivayet çekiminin olmadığı yönündeki bilgilere karşın “Varsın yıkılsındı ne varsa.”, “Niçin bu adam İnce Memeddir desinler de ağıt söylesinlerdi üstüne?”, “Geçerken bana gümrükten bir karton sigara alsınmış istersem.”, “Dur ben bir düşüneyimdi.”, “Şimdi gidelimmiş…”, “Dert ettiğim şeye baktı.” örneklerindeki gibi emir kipi eklerinin üzerine -{DI} ve -{mIş} eklerinin gelebildiği, bu örneklerin dilde yaygın bir kullanım alanına sahip olduğu görülmektedir. Burada dikkati çeken nokta, söz konusu eklerin -{sIndI}, -{sInlArdI}, -{sInmIş}, -{sInlArmIş}, -{AyImdI}, -{AlImdI}, -{Ø+DI} vb. biçimde birleşik ek yapısı oluşturmadığı; -{DI} ve -{mIş} eklerinin kapsama alanına sadece emir kipi eklerinin değil emir kipi ekleriyle çekimlenmiş eylemlerin kurduğu cümlelerin tamamının girdiğidir. Böylece yüklemi iç cümle olan bir yapı oluşmakta, öznesi derin yapıda kalmış bu yapı, ad cümlesi olarak kullanıma çıkmaktadır. -{DI} ve -{mIş} eklerinin söz konusu yapı içinde söz ya da düşünce aktarımı işlevi üstlendiği anlaşılmaktadır. Tanık olunan, bilinen söylemin aktarımında genellikle -{DI} kullanılırken duyulan, öğrenilen söz ya da düşünceleri iletmek veya tanık olunan ancak küçümsenen, alay edilen, kabul edilemeyen söylemleri vurgulamak için -{mIş} ekinden yararlanılmaktadır. Anılan yapılar kullanılarak hem vericiye hem de başkalarına ait düşünceler ve sözler aktarılabilir. Bu aktarım, bağlam çerçevesinde verilen ipuçları değerlendirilerek belirlenebilmektedir. Yüklemlerindeki eylemlerin emir kipi ekleriyle çekimlendiği cümleler, aynen verilir ve -{DI} ya da -{mIş} ekleriyle aktarılırsa bir çeşit dolaysız aktarımdan söz edilebileceği; cümlenin bu yapı içinde bazı değişikliklerle yer alması durumundaysa bağımsız dolaylı aktarım özelliği gösterebileceği düşünülmektedir.
Dil bilgisi kitaplarında emir kipinin hikâye ve rivayet çekiminin olmadığı yönündeki bilgilere karşın “Varsın yıkılsındı ne varsa.”, “Niçin bu adam İnce Memeddir desinler de ağıt söylesinlerdi üstüne?”, “Geçerken bana gümrükten bir karton sigara alsınmış istersem.”, “Dur ben bir düşüneyimdi.”, “Şimdi gidelimmiş…”, “Dert ettiğim şeye baktı.” örneklerindeki gibi emir kipi eklerinin üzerine -{DI} ve -{mIş} eklerinin gelebildiği, bu örneklerin dilde yaygın bir kullanım alanına sahip olduğu görülmektedir. Burada dikkati çeken nokta, söz konusu eklerin -{sIndI}, -{sInlArdI}, -{sInmIş}, -{sInlArmIş}, -{AyImdI}, -{AlImdI}, -{Ø+DI} vb. biçimde birleşik ek yapısı oluşturmadığı; -{DI} ve -{mIş} eklerinin kapsama alanına sadece emir kipi eklerinin değil emir kipi ekleriyle çekimlenmiş eylemlerin kurduğu cümlelerin tamamının girdiğidir. Böylece yüklemi iç cümle olan bir yapı oluşmakta, öznesi derin yapıda kalmış bu yapı, ad cümlesi olarak kullanıma çıkmaktadır. -{DI} ve -{mIş} eklerinin söz konusu yapı içinde söz ya da düşünce aktarımı işlevi üstlendiği anlaşılmaktadır. Tanık olunan, bilinen söylemin aktarımında genellikle -{DI} kullanılırken duyulan, öğrenilen söz ya da düşünceleri iletmek veya tanık olunan ancak küçümsenen, alay edilen, kabul edilemeyen söylemleri vurgulamak için -{mIş} ekinden yararlanılmaktadır. Anılan yapılar kullanılarak hem vericiye hem de başkalarına ait düşünceler ve sözler aktarılabilir. Bu aktarım, bağlam çerçevesinde verilen ipuçları değerlendirilerek belirlenebilmektedir. Yüklemlerindeki eylemlerin emir kipi ekleriyle çekimlendiği cümleler, aynen verilir ve -{DI} ya da -{mIş} ekleriyle aktarılırsa bir çeşit dolaysız aktarımdan söz edilebileceği; cümlenin bu yapı içinde bazı değişikliklerle yer alması durumundaysa bağımsız dolaylı aktarım özelliği gösterebileceği düşünülmektedir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|