İnsan doğasının hoş ve güzel olanı aradığının bilincinde olmakla birlikte Platon, ideal devlet kavrayışında yurttaşın kendi istediği gibi yaşamasını uygun görmemekte ve bundan dolayı şairleri ve şiirleri sıkı bir denetime tabi tutmaktadır. Aristoteles ise büyük ölçüde Platon’a katılmakla birlikte şiiri, insanın estetiğe duyduğu ilginin yanı sıra epistemolojik değeri bakımından da incelemiştir. Bu iki Yunan düşünürünün görüşlerini uzlaştıran Fârâbî, şiiri; hem Aristoteles gibi daha çok epistemolojik hem de Platon gibi daha çok erdemli devlette yaşayanların daha iyi yurttaş olmaları için ne şekilde kullanılması gerektiği hususuna yoğunlaşmıştır. İbn Bâcce, Platon ve Fârâbî’nin aksine erdemli toplum/devlet değil, erdemli olmayan toplumlarda yaşayan erdemli birey (el-mütevahhid) fikrini kurgulamıştır. Ona göre bu birey, aklî/felsefî bilgiye ulaşarak kendini gerçekleştirebilir, kendini anlayan yakın bir çevreyle hayatını paylaşmak suretiyle de mutluluğa ulaşabilir. İbn Bâcce, içinde yetiştiği İslâm kültürünün de etkisiyle şiiri, aklî/felsefî bilginin elde edilmesinde veya bu bilginin dostlara aktarılmasında bir araç olarak kullanmış gözükmektedir. Bu makalede, şair olarak İbn Bâcce’den değil, bir filozof olarak İbn Bâcce’nin eserlerinde şiiri nasıl kullandığı incelenmektedir.
while it is aware that human nature is looking for a pleasant and beautiful thing, platon is not able to see the ideal state grasp that the dormitory lives as he wants, and due to its fleet, poets and poems are subjected to a strict audit, aristoteles has been able to share the poet in a beautiful manner, but also in terms of epistemological value, this two yunan thinks have taken their opinions of the philosopher poem, as well as the fact that they live in the prosecution of the prosecution of the people, and the prosecution of the people who live in this country, and the prosecution of the society
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|