Görüntüleme
12
İndirme
3
Adalet kavramı insanlık tarihinin başından beri toplum ilişkilerini düzenlemek için kullanılan temel bir düzen olgusu olmakla birlikte, geçmişten günümüze kadar geçen sürede toplumlar için hala açık ve net bir biçimde tanımlanamamaktadır. Genel bir ifadeyle adalet, ilgili kişinin hak ettiği ödül ya da cezayı alması durumudur. Bu bağlamda adalet kavramını toplumun ortak aklının oluşturduğu değerler, ilkeler, ideal ve erdemlerin, özgürlük ve devlet kavramlarıyla diyalektik ilişki kurarak oluşturduğu etik ve pozitif ilkeler bütünü oluşturmaktadır. Ancak işlenen suç sonucunda suçluya ve mağdur kişiye hak ettiğinin verilmesi, gerçek anlamda adaleti sağlamakta mıdır? Bu soruya verilecek yanıt ise, hukuk, kanun, akıl ve vicdan kavramlarının farklı toplumlarda farklı biçimde algılanması sebebiyle adalet kavramının pek çok toplumda neden hala net bir biçimde tanımlanamadığını göstermektedir. Adalet kavramı, diğer sanatsal alanlarda olduğu gibi çizgi romanlara da sıklıkla yansımıştır. Bu sayede, toplumun aradığı adalet ve adaletsizlik kavramları da çizgi roman kahramanları sayesinde uygulanır hale gelmektedir. Hikâyelerindeki rolü adaleti sağlamak olan her çizgi roman karakteri, mutlaka kendi döneminin gerçek toplumsal olaylarından referans alınarak yaratılmıştır. Ancak tıpkı toplumun adalet algısı gibi çizgi roman kahramanlarının da adalet algısı ve adaleti uygulama şekilleri birbirinden farklılıklar göstermektedir. Bu sayede bu kahramanların adaleti kimi zaman hukuksuz veya kanunsuz bile olsa, toplumun gözünde resmi adalet sisteminin tamamlayıcısı olarak görülmektedir. Bu bağlamda Deligücük karakteri de, 19. Yüzyıl Osmanlı taşrasındaki hukuksuzluk ve kanunsuzluğa bir çözüm olarak ortaya çıkmıştır. Deligücük’ü adaletsizlik karşısında harekete geçiren temel durum kendi vicdanı olmakta ve bu durum yeri geldiğinde kendisine tüm etik ve hukuk kurallarını çiğnetebilmektedir. Çünkü Deligücük için vicdan ahlakı, ahlak ta adaleti sağlamaktadır. Dolayısıyla mağdur kişi veya kişiler adına sağladığı adaletin temelinde “kısasa kısas olan intikamcı” bir adalet anlayışı bulunmaktadır. Bu durum hikâyelerdeki “intikam” adaletinin, okuyucunun vicdanının rahatsız etmek yerine “hikayenin adil bir sonla bitmesi” beklentisinin okuyucuda çok daha ağır bastığı görülmekte ve adaletin tecelli ettiğine birinci gözden “şahit olmak” okuyucuyu rahatlatmaktadır.
Although the concept of justice has been a fundamental arrangement phenomenon used for the organization of social relations since the beginning of human history, it is still unclear and clearly defined for societies in the period from the past to the present. In general, justice is the condition that the person concerned receives the reward or punishment he deserves. In this context, the concept of justice is formed by a set of values, principles, ideals and ethical and positive principles that the common mind of society constitutes by building dialectic relations with the concepts of freedom and state. But is the fact that the criminal and the victim, as a result of the crime committed, deserves what they deserve, in the real sense ensuring justice? The answer to this question shows why the concept of justice is not yet clearly defined in many societies because the concepts of law, law, mind and conscience are differently perceived in different societies. The concept of justice is often reflected in cartoons, as in other art fields. Thus, the concepts of justice and injustice that society seeks are also being applied thanks to the heroes of the cartoon. Each cartoon character, which has the role in its stories to ensure justice, is necessarily created by reference to the real social events of its time. But just like the perception of justice in society, the perception of justice and the practice of justice of the heroes of the cartoons are different from each other. Thus, the justice of these heroes is sometimes regarded as the complementary of the official justice system in the eyes of society, even if it is unlawful or unlawful. In this context, the character is 19th. It appeared as a solution to illicitity and illicitity in the Ottoman century. The basic condition that moves the Deligücük against injustice is his own conscience, and when this situation comes, he can violate all the moral and legal rules. For the morality of conscience, the morality of justice, provides justice. Therefore, on the basis of the justice provided by the victim on behalf of the person or persons, there is a "short-short revenge" concept of justice. This situation is seen as much harder for the reader than the reader’s expectation that “the story ends with a fair end” in the story’s “vengeance” justice, and the reader’s first-ear witness of the justice is relieved.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
