Osmanlı Devleti, XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren geleneksel yapısını ihya etme siyasetinden vazgeçer ve siyasal, hukuki, bürokratik ve eğitim sistemini bütünüyle modern Avrupai düzene göre yeniden düzenlemeye başlar. 1815 tarihli Viyana Kongresi'nin getirdiği uluslar arası ortamda başlatılan ve Tanzimat ve Islahat fermanlarıyla hukuki bir ilana dönüşen reform hareketleriyle, Osmanlı'da merkezin yeniden fakat bu sefer modern bir bürokrasi aygıtı aracılığıyla egemen hale gelmesi amaçlanmaktaydı. Bu süreç, elbette, pek çok şeyin yanı sıra yeni bir elit sınıfı da üretmişti. Gerek Batılılaşma siyasetinin ihtiyaçlarını karşılayacak donanımda insan yetiştirmek amacıyla yeni açılan eğitim kurumlarında ve bürokraside, Avrupai düşüncelerle yetişen bu yeni batıcı bürokratik-aydın sınıfın gelişimi de gelenekten yavaş yavaş koparak pozitivist, bilimci ve ilerlemeci anlayışlara doğru oldu. Bu yazıda, söz konusu sürecin bir değerlendirmesi yapılmakta ve meydana gelen gelişmelerin sadece Osmanlı Devleti'ne özgü olmadığı, benzer süreçlerin İslam dünyasının farklı toplumlarında da yaşandığı gösterilmeye çalışılmaktadır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|