İlk defa Aristotales tarafından kullanılan, Yunanca po(i)tikos fiilinden türetilen poetika önceleri estetiğe yakın bir anlamda bütün sanatların kurallarını kapsayacak şekilde kullanılmış daha sonraları ise şiir üzerine teorileri ifade etmeye başlamıştır. Batı’da poetika Eflatun’la başlamış, Aristo’yla derli toplu hâle gelip bütün sanat dallarını kapsayan bir disiplin olmuş, yirminci yüzyılla birlikte akımlar ve yapısalcı eleştirmenlerin metinleriyle farklı türlerde özerkleşmeye başlamıştır. İslam dünyasında ise Farabi, Kindi vb. isimler Aristotales’in eserinden haberdar olmuş poetika üzerine çalışmalar yapmıştır. Türk edebiyatında ise İslamiyetin etkisiyle tasavvufa dayanan poetik bir yapı oluşmuş ve bu şiir metafizik bir karakterle ilahî gerçekliği yansıtmayı temel prensip edinmiştir. Bu anlayış Ahmet Haşim’le birlikte kırılmış ve Cumhuriyette edebi toplulukların düşüncelerini yansıtan poetikaların yanı sıra bireysel poetikalar da öne çıkmıştır. Bunlarda kavram şiire dair teorik yazı ve yapıtları ifade edecek şekilde kullanılmış ve şiire dair tanımlar, meseleler, tartışmalar, yapı, dil, okuyucu, vezin gibi kuramsal her şey poetikalarda ele alınmıştır. Cumhuriyet Dönemi “Yeni İslamcı Akım”ın şairlerinden Mehmet Atilla Maraş gelenekten ve dinî değerlerden beslenen şiirleriyle edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir. Şair sadece şiir yazmakla kalmamış siyasî, kültürel ve sosyal alanlarda önemli görevler üstlenerek çok yönlü kişiliğini ortaya koymuş; kişiliğinin şiirine yansımalarını ve şiir üzerine düşüncelerini konuşmalar, deneme kitapları, kendisiyle yapılan söyleşiler, şiirleri ve dergilerde yayınlanan yazıları vasıtasıyla dile getirmiştir. Ancak bu yazılar ve konuşmalar şairin poetik düşüncelerini ortaya koysa da dağınık hâldedir. İşte bu makalede Mehmet Atilla Maraş’ın yazı ve konuşmaları derlenip toparlanarak poetikası; şair, şiir ve okuyucu ekseninde tespit edilmeye çalışılacaktır.
Poetry first used by Aristotle, derived from the Greek po(i)tikos fact, was first used in a way that covers the rules of all the arts in a nearest sense, and later began to express theories on poetry. In the West, poetry began with Eflatun, became a discipline that encompassed all the branches of art with Aristotle, and with the twentieth century it began to become autonomous in different kinds with the texts of currents and structural critics. In the Islamic world, Farabi, Kindi, etc. The name of the poetry was known for the work of Aristotle. In Turkish literature, a poetic structure based on tasavvufa was formed by the influence of Islam, and this poem has the basic principle of reflecting the divine reality with a metaphysical character. This understanding has been broken together with Ahmet Haşim and the poetics that reflect the ideas of literary communities in the Republic, as well as the individual poetics have emerged. In them the concept was used to express the theoretical writings and works of poetry, and the theoretical definitions of poetry, issues, discussions, structure, language, reader, vein, all of them were addressed in poetry. The Republic Period, the poet of the "New Islamic Stream" Mehmet Atilla Maraş has an important place in our literature with his poems feeding from tradition and religious values. The poet has revealed his versatile personality by assuming important tasks in the political, cultural and social fields not just poetry; he has expressed his personality in poetry and his thoughts on poetry through speeches, experimental books, conversations with him, poems and articles published in magazines. But these writings and speeches reveal the poet's poetic thoughts, though, are distorted. In this article, the writings and speeches of Mehmet Atilla Maraş will be gathered and gathered to identify poetry, poetry, and reader axis.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|