Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 13
 İndirme 12
 Sesli Dinleme 1
Serhu’l-akîdeti’t-tahâviyye’nin Ekmeluddîn El-bâbertî’ye Nispeti Meselesi
2022
Dergi:  
Amasya İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

Ekmelüddîn Bâbertî (öl. 786/1384), Hanefî fıkıh ve kelam geleneğinin önemli isimlerinin başında gelmektedir. Onun bu gelenek içindeki önemi sadece kendi döneminde Hanefîliği güçlü şekilde temsilinden değil kaleme almış olduğu eserlere de dayanmaktadır. Farklı alanlarda pek çok eser kaleme almış olan Bâbertî’nin, özellikle fıkıh ve kelam alanında öne çıktığı görülmektedir. Bu sebeple onun söz konusu alanlardaki eserleri ve fikirleri üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Bâbertî’nin özellikle kelamla ilgili fikirlerini inceleyen çalışmalarda sıklıkla başvurulan eserlerinden biri, onun Ebû Ca‘fer et-Tahâvî’nin (öl. 321/933) meşhur el-Akîdetü’t-Tahâviyye eseri üzerine yazdığı belirtilen Şerhu Akîdeti Ehli’s-sünne ve’l-cemaa veya Şerhu’l-Akîdeti’t-Tahâviyye adlarıyla bilinen eserdir. 1989’da Ekmelüddîn el-Bâbertî’ye nispetle tahkik edilen bu şerh, Bâbertî’nin kelamla ilgili en önemli çalışması kabul edilmekte ve onun kelamî görüşlerinin de başlıca kaynakları arasında yer almaktadır. Bu şerhin Bâbertî’ye ait olduğu ilim çevrelerinde yaygın şekilde kabul görmüştür. Ancak bu şerhin Bâbertî’ye nispetine ilişkin önemli sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunların başında ise söz konusu şerhin, bir başka el-Akîde şârihi Sirâcüddîn Ömer b. İshak el-Gaznevî el-Hindî (öl. 773/1372) tarafından yazılan şerhle aynı olması gelmektedir. Yani Ekmelüddîn el-Bâbertî’ye nispet edilen şerh, Sirâcüddîn el-Hindî’ye nispet edilen şerhle aynıdır. Dahası klasik tarih, tabakât ve bibliyografya (fihrist) türü kaynaklarda Bâbertî’ye böyle bir şerh de nispet edilmemektedir. Bu türden sorunlar, bunlarla sınırlı değildir ve şerhin Bâbertî’ye aidiyet iddiasını ciddi şekilde ele almayı zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmada, söz konusu eserin Bâbertî’ye aidiyeti, muhtemel kanıtlar göz önünde bulundurularak farklı açılardan kapsamlı bir incelemeye tabi tutulmuştur. Bu çerçevede şerhin tahkikli neşrinde esas alınan el yazması nüshalar ile çeşitli kütüphane kataloglarında Bâbertî’ye ait olduğu öne sürülen şerhin diğer el yazması nüshaları incelenmiştir. Böylece eserin Bâbertî’ye nispet iddiasının dayanakları tespit edilmeye çalışılmıştır. Ancak klasik kaynaklarda yer almadığı gibi şerhin söz konusu el yazması nüshalarında da eserin Bâbertî’ye nispetine ilişkin güçlü bir kanıt bulunmamaktadır. Bu durum Bâbertî’nin diğer eserleri ile Akîdetü’t-Tahâviyye’nin şerhleri başta olmak üzere sonraki kelam eserleri için de geçerlidir. Bu kaynakların hiçbirinde Bâbertî’ye bir Akîdetü’t-Tahâviyye şerhi nispet edilmemektedir. Eldeki veriler, Bâbertî’ye nispet edilen şerhin, aslında onun olmayıp Bâbertî ile aynı çağda ve aynı muhitte yaşamış bir diğer Hanefî Mâtürîdî alim Sirâcüddîn el-Gaznevî el-Hindî’ye ait olduğunu göstermektedir. Nitekim şerhin Bâbertî’nin aksine Sirâcüddîn el-Hindî’ye aidiyetini ispatlayan çokça kanıt da bulunmaktadır. Bu kanıtlar hem Sirâcüddîn el-Hindî ve eserleri hakkında bilgi içeren klasik tarih, tabakat ve bibliyografya türü kaynaklarda hem de şerhin el yazması nüshalarında bulunmaktadır. Dolayısıyla bu kanıtların delaletiyle şerhin Sirâcüddîn el-Hindî’ye aidiyeti sonucuna kesin olarak varılabilir. Şerhin Sirâcüddîn Hindî’ye aidiyetine ilişkin bu kesin hükme rağmen aynı şerhin bir de Ekmelüddîn Bâbertî’ye nispet edilmesi ise hatalıdır. Bu hatanın ne zaman ortaya çıktığı tam olarak tespit edilemese de modern dönemde yaygınlaştığı kesindir. Bunda ise öncelikle Geschichte des Arabischen Schrifttums (GAS) eserinde şerhi Bâbertî’ye nispet eden Fuat Sezgin’in (öl.2018), sonrasında da şerhi Bâbertî adına tahkik eden Arif Aytekin’in önemli payı bulunmaktadır. Özellikle şerhin Bâbertî’ye nispetle tahkikiyle ilim çevrelerinde şerhin Bâbertî’ye aidiyeti son dönemlere kadar müsellem bir hakikat olarak kabul görmüştür. Bu çalışma ilim çevrelerindeki yaygın nispet hatasını, mevcut kanıtlar ışığında tashih etmeyi amaçlamaktadır. Böylece Ekmelüddîn el-Bâbertî ve Sirâcüddîn el-Hindî özelinde Mâtürîdîlik tarihi ve düşüncesi çalışmalarına mütevazı bir katkı sağlanması hedeflenmektedir.

Anahtar Kelimeler:

The Problem Of Belonging Sharh Al-aqidah Al-tahawiyya To Akmal Al-din Al-babarti
2022
Yazar:  
Özet:

Akmal al-Din al-Babarti (d. 786/1384) is one of the most important names in the fıqh and kalam tradition of Hanafism. His importance in this tradition is based not only on the strong representation of Hanafism in his time but also on the works he wrote. It is seen that al-Babarti, who wrote many works in different fields, come into prominence, especially in the field of fiqh and theology. For this reason, many studies have been done on his works and ideas in these fields. One of the works of al-Babarti, which is frequently referenced in studies examining his ideas about theology, is his commentary on Abu Dja‘far al-Tahawi’s (d. 321/933) famous al-Aqidah al-Tahawiyya, called Sharh Aqidah ahl al-sunna wa’l-djama‘a or Sharh al-Aqidah al-Tahawiyya. This commentary, published in 1989 as belonging to al-Babarti, is accepted as the most important work of al-Babarti on theology and is among the main sources of his theological views. It has been widely accepted in scientific circles that this commentary belongs to al-Babarti. However, there are important problems regarding the belonging of this commentary to al-Babarti. At the beginning of these problems is that the mentioned commentary is the same as the commentary written by another al-Aqidah commentator, Siradj al-Din al-Ghaznawi al-Hindi (d. 773/1372). That is, the commentary belonging to al-Babarti is the same as the commentary belonging to al-Hindi. Moreover, in classical history, biography and bibliography sources, it is not mentioned that al-Babarti had a commentary on al-Aqidah al-Tahawiyya. Such problems are not limited to these and make it necessary to seriously consider the commentary's claim of belonging to al-Babarti. In this study, the mentioned commentary's belonging to al-Babarti has been subjected to a comprehensive examination from different perspectives, taking into account possible evidence. In this context, the manuscript copies based on the critical edition of the commentary and the other manuscript copies of the commentary, which is claimed to belong to al-Babarti in various library catalogues, were examined. Thus, the basis of the commentary’s claim of belonging to al-Babarti has been tried to be determined. However, as in the classical sources, there is no evidence in the manuscript copies of the commentary is belonging to al-Babarti. This situation is also valid for the other works of al-Babarti and the later theological works, especially the commentaries of al-Aqidah. No commentary on al-Aqidah is belonging to al-Babarti in any of these sources. The available data show that the commentary attributed to al-Babarti does not belong to him, but belongs to another Hanafi-Maturidi scholar al-Hindi, who lived in the same era and in the same region. As a matter of fact, there is a lot of evidence proving that the commentary belongs to al-Hindi, unlike al-Babarti. This evidence is found both in the classical history, biography and bibliographic sources containing information about al-Hindi and his works, as well as in the manuscript copies of the commentary. Therefore, based on these evidences, it can be said with certainty that the commentary belongs to al-Hindi. Despite this definite judgment that the commentary belongs to al-Hindi, it is wrong to attribute the same commentary to al-Babarti. Although it cannot be determined exactly when this error occurred, it is certain that it became widespread in the modern period. First of all, Fuat Sezgin, who ascribed the commentary to al-Babarti in the Geschichte des Arabischen Schrifttums, and then Arif Aytekin, who published it as belonging to al-Babarti, had an important role in this error. Especially after the commentary was published attributing it to al-Babarti, the belonging of the commentary to him has been accepted as a valid truth in scientific circles until recently. This study aims to correct the common mismatch in scientific circles in the light of available evidence. Thus, it is aimed to make a modest contribution to the studies of the history and thought of Maturidism, with special reference to al-Babarti and al-Hindi.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler






Amasya İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 287
Atıf : 562
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini