Sanal çalışma ortamları, farklı konumlarda çalışan ve bilgisayar aracılı iletişim kullanarak etkileşimde bulunan çalışanları içeren, çalışma sisteminin yeni normalidir. Özellikle koronavirüs pandemisi ile birlikte bir mecburiyet haline gelen sanal çalışma ortamlarını en iyi şekilde kurgulamak, işletmelerin devamlılığı için bir gerek şart haline gelmiştir. Sanal çalışma ortamları maliyet, iş gücüne erişim gibi birçok konuda işletmelere avantajlar sağlasa da, bir takım zorlukları beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, sanal çalışma ortamlarının getirdiği zorluklardan bir tanesi olan sanal mesafe kavramı, kavramsal olarak incelenmiştir. Çalışmanın kavramsal olarak kurgulanmasının nedeni, Türk literatüründe konunun sanal mesafe açısından ele alınmamış olmasıdır. Bu bağlamda, sanal mesafe kavramı, Türk literatüründe tartışmaya açılarak ileride yapılacak çalışmalar için alt yapı oluşturacaktır. Yapılan araştırmalar sonucunda çalışanların sanal mesafe algısını etkileyebilecek faktörler coğrafi mesafe, zamansal mesafe, ilişkisel mesafe, kültürel mesafe, sosyal mesafe, görevlerin karşılıklı bağımlılığı, ilişki geçmişi, yüz yüze etkileşim, takım büyüklüğü, çoklu görev, teknik beceriler olarak sıralanmıştır. Bu faktörleri doğru bir şekilde ele alan işletmelerin, sanal mesafenin önüne geçebileceği düşünülmektedir.
Virtual working environments are the new norm of the working system, which includes employees working in different locations and interacting using computer communication. Improving the virtual working environments that have become an obligation, especially with the coronavirus pandemic, has become a necessity for the continuity of
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|