Müzecilikte yaşamdan kopuk, soğuk ve üstten bakan tutum, günümüzün ihtiyaçlarına cevap veremez hale gelmiş hem dünyada hem Türkiye’de yerini yaşayan ve yaşatan müzeye bırakmaya başlamıştır. Modern müzecilik anlayışı, değeli varlıkları toplama, depolama, sınıflandırma ve teşhir etmeye dayalı klasik anlayışı kırarak somut kültürel mirasın yanında somut olmayan kültürel mirasın da korunması, yaşatılması ve kayıt altına alınması yolunda ciddi bir mesafe kat edilmiştir. Müze, kültürü bağlamından koparmayarak kucaklama ve yaşatma çabasına girmiştir. 25 Aralık 2020’de ziyaretçilere açılan Tunceli Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, kent kültürünün sergilenmesi, korunması ve yaşatılabilmesi açısından ciddi bir öneme sahiptir. Müze, kimliğinde arkeolojiyi ve etnografyayı birleştirmiştir. Bir arkeoloji müzesi olarak kentin tarihsel zenginliğini ziyaretçileriyle buluştururken bir etnografya müzesi olarak kent insanının geleneksel yaşam biçimine, inancına, kültürüne ışık tutar. Bu makalede Türkiye’de çağdaş bir müzecilik anlayışı benimsemiş müzelerden yola çıkılarak Tunceli Arkeoloji ve Etnografya Müzesinin, bina duvarlarının dışına taşıp halka ulaşması ve kent insanının Müze’yi canlı bir mekân olarak hayatına dahil etmesi için, başka bir deyişle Müze’nin Somut Olmayan Kültürel Mirası destekleyebilmesi için atılabilecek adımlar üzerine bazı öneriler sunulmaktadır.
The discontinued, cold and upper-looking attitude in music has become unable to meet the needs of today and has begun to leave its place to the museum living and living in both the world and Turkey. The modern conception of museumism has broken the classical conception based on the collection, storage, classification and presentation of valuable assets and has made a serious distance in the way of preservation, preservation and registration of non-specific cultural heritage along with the concrete cultural heritage. The museum has entered an effort to embrace and live without breaking down the context of culture. The Tunceli Archaeology and Ethnography Museum, which will be open to visitors on December 25, 2020, has a serious importance in terms of the exhibition, preservation and viability of the city culture. The museum combines archaeology and ethnography in its identity. As an archaeological museum, the historic wealth of the city is encountered with its visitors, while as an ethnography museum, the city keeps light on the traditional way of life, beliefs, and culture of the people. In this article, the Tunceli Archaeology and Ethnography Museum, starting from the museums that have adopted a modern conception of museum in Turkey, provides some suggestions on the steps that can be taken to support the Museum's Non-Tematic Cultural Heritage, in order to move outside the building walls and reach the public, and to include the museum as a living place in its life.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|