Kadınlar dünya nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturmalarına rağmen ekonomik, siyasal, toplumsal alanda cinsiyet ayrımcılığı/eşitsizliğine maruz kalmaktadır. Feminizm kadının konumunu erkek karşısında daha sağlam bir temelde inşa ederek, kültürel tabuların neden olduğu ayrımcılığı/eşitsizliği her alanda ortadan kaldırmayı hedefleyen, 18. ve 19. yüzyılda ortaya çıkan kadın hareketi etrafında gelişmiştir. Bu hareket kadının özel ve kamusal alan içindeki yerini sorgulayıp, dönüşüme uğratmıştır. Oy kullanma, istediği mesleği seçme ve girme, yönetime katılım, eğitim hakkı, iş yaşamı vb. alanlarda var olma mücadelesi verip, bunları toplumsal cinsiyet bağlamında şekillendirmiştir. Hak talep alanlarından birini teşkil eden siyasal arenada katılım mücadelesini kazanan kadınlar, oy hakkı sayesinde seçim sonuçları üzerinde erkekler kadar belirleyici olmaktadır. Bu durum siyasal partilerin kampanya çalışmaları sürecinde yayımladıkları beyannamelerde kadınlara yönelik ayrı bir söylem/politika geliştirmelerine zemin hazırlamaktadır. Bu bağlamda çalışmanın konusu, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere katılarak barajı geçen Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), İyi Parti, Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin seçim beyannamelerindeki kadına yönelik politika ve vaatlerinin incelenmesidir. İçerik analizi ve doküman incelemesi yöntemi kullanılmak suretiyle, beyannamelerde kadının hangi tema/alanlarla ilişkilendirildiği, ön planda tutulduğu, görmezden gelindiğine yönelik cinsiyetçi yaklaşımın (gender), politika/vaatlere nasıl yansıdığının feminist perspektiften ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Her bir partinin, benzer temalar altında siyasi ideoloji ve kimlikleri doğrultusunda kadın sorunlarına yaklaştığı tespit edilmiştir. Türkiye’de kadının ataerkil zihniyetten dolayı karşılaştığı gerek özel gerekse de kamusal alandaki eşitsizliği/ayrımcılığı beyannamelerine yansıtarak, çözüm arayışı içerisinde kadın seçmeni yakalamaya çalıştıkları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin feshine yönelik tartışmalar, partilerin söylemleri üzerinden incelenmiştir.
Although women make up approximately half of the world’s population, they are exposed to gender discrimination in the economic, political and social areas. Feminism has evolved around the women’s movement that emerged in the 18th and 19th centuries, aiming to eradicate the discrimination or inequality caused by cultural tabooes, by building women’s position on a stronger basis against men. This movement has questioned the place of the woman in the private and public area and has turned into a transformation. Voting, choosing and entering the profession you want, participating in management, right to education, business life, etc. He has made the struggle to exist in the fields, and has shaped them in the context of social gender. Women who win the participation struggle in the political arena that forms one of the rights demand spaces are as decisive as men on the results of the election thanks to the right to vote. This situation makes the ground for the political parties to develop a separate speech/politics for women in the declarations they publish during the campaign work. In this context, the subject of the work is to examine the policies and promises of the Justice and Development Party (AKP), the Republican People's Party (CHP), the Nationalist Movement Party (MHP), the Good Party, the People's Democratic Party (HDP) to women in the election statements, taking part in the 24th June 2018 presidential and general elections. By using the method of content analysis and document examination, the purpose of the statements is to reveal from a feminist perspective how the gender approach (gender) to which the woman is associated with the topics / fields, which is held in the forefront, which is neglected, and how it reflects the politics / promises. It has been found that each party approaches women’s problems under similar topics in line with their political ideology and identity. In Turkey, the woman must be met because of her paternal mentality, but it is necessary to reflect the declarations of inequality/diversity in the public sphere, the result is that they are trying to catch the woman's voter in search of a solution. The discussions on the dissolution of the Istanbul Convention have also been examined through the words of the parties.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|