Türkiye jeopolitik konumu itibariyle tabii olarak her dönem göç hareketliliğinin yaşandığı bir coğrafyadır. Bu hareketliliğin temelinde, “geçiş ülkesi” olmasının dışında, son yirmi yılda “hedef ülke” konumuna gelmesinden dolayı direk Türkiye’yi hedef alan göçler yatmaktadır. Türkiye cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren göç hareketliliklerinin yaşanmasına karşın, en yoğun göç akınını 2011 yılında Suriye’den gelen göçmenlerle yaşamıştır. Bundan önce gelen sığınmacılar çok fazla göze batmaz iken, göç dalgasıyla birlikte göçmen sayısındaki ani artış ve Suriyelilerin statü düzenlemesi ile “geçici koruma” kapsamına alınmaları, ardından bir kısım Suriyelilere vatandaşlık verilmesi, onlara karşı bir önyargının oluşmasına sebep olmuştur. Bu nedenle genel olarak tüm mülteciler ve sığınmacılar “Suriyeli” olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu önyargıdan Suriyeli olmayan sığınmacılar da nasibini almıştır. Yerel halk ile sığınmacı ve mültecilerin bir arada yaşama zorunluluğu, zaman zaman olumlu, zaman zaman da istenmeyen durumların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bu çalışmada, Kırıkkale ilinde yaşayan, yaptıkları iş dolayısı ile hem yerel halk hem de sığınmacı ve mültecilerle yakın iletişimi olduğu düşünülen 30 farklı meslekten esnafla yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmelerden elde edilen bilgiler ışığında Kırıkkale özelinde sığınmacı ve mültecilerle yerel halkın bütünleşmelerinin sağlanabilmesi için öneriler geliştirilmiştir. Çalışma ile yerel yöneticiler ve konu ile ilgili çalışmalar yapanlara ışık tutmak hedeflenmektedir.
The geopolitical position of Turkey is, of course, a geography where migration movements occur in every period. On the basis of this mobility, in addition to being a "transit country", migrants direct targeting Turkey are located because they have reached the "target country" position in the last twenty years. Turkey, despite the movement of immigrants since the first years of the Republic, has experienced the intense immigration flow with migrants from Syria in 2011. While previously arriving refugees don’t get too much in mind, the sudden increase in the number of migrants along with the immigration wave and the status of the Syrians and the “temporary protection” coverage, then the citizenship of some of the Syrians has led to a prejudice against them. Therefore, in general, all refugees and refugees have begun to be regarded as "Syria". Those who are not Syrian refugees have also taken their luck from this prediction. The obligation of local people and refugees and refugees to live together has prepared the ground for the emergence of positive and unwanted situations from time to time. In this study, half-configured talks were conducted with trade from 30 different professions, which were considered to be close communication with both local people and refugees and refugees due to their work. In light of the information obtained from these talks, recommendations have been developed to ensure the integration of refugees and refugees with the local people in the special district of Kırıkkale. It is intended to keep the work and local managers and those who work on the subject light.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|