Çukurova’nın tarihsel anlamda köklü ve coğrafî açıdan verimli yerlerinden biri olan Tarsus ile ilgili pek çok çalışma mevcut olmasına rağmen bu çalışmaların hâlâ eksik sayılabilecek düzeyde olduğu söylenebilir. Geçmişten günümüze geçiş yolları üzerinde yer alması, pek çok göçe ve yerleşime sahne olması, iklim ve coğrafî elverişliliği, canlı bir iktisadî hayatın mevcudiyeti Tarsus’ta nüfus yoğunluğuna imkân sağlamakta, son dönemlerde Tarsus gibi Çukurova kentleri üzerindeki çalışmaları artırmaktadır. Türkmen, Arap, Rum, Ermeni, Marunî gibi farklı etnik ve dini grupların bir arada yaşamaları tarihi ve kültürel açıdan bölgenin dikkatleri üzerine çekmesine neden olmaktadır. XIX. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Tarsus’ta sosyo-kültürel ve demografik canlılığının daha belirgin bir hal aldığı gözlemlenmektedir. Bununla beraber 1897’den itibaren Tarsus’un nüfus yoğunluğuna ilaveten Girit’ten yapılan göçler Tarsus’un toplumsal yapısına farklı boyutlar kazandırmıştır. Nüfusun artması toplumsal alanda bir renklilik ve hareketliliğin yanı sıra bir takım sıkıntıları da beraberinde getirmiş, sosyo-ekonomik hayat bu doğrultuda şekillenmiştir. Bu tarihlerde üretimin ve geçimin büyük bir kısmının topraktan sağlanması arazi üzerindeki davaları ve mücadeleleri beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada, 330 numaralı Tarsus şer’iye sicili kullanılarak Adana vilâyetinin Mersin Sancağına bağlı Tarsus kent hayatına katkı sağlaması amaçlanmıştır. Çalışmada 1887-1890 tarihleri arasında Tarsus’un nüfusu, ekonomisi, Müslim ve gayrimüslim halk arasındaki toplumsal ve hukukî ilişkileri, nüfusun uğraş alanları, Tarsus’ta kadının konumu, Tarsus’taki köy, mahalle, vakıf ve medreselere değinilmiştir.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|