Beden sosyolojisi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra postyapısalcı düşünürlerin etkisi ile sosyolojinin temel alanlarından biri haline gelmiştir. Özellikle 20.yüzyılın ikinci yarısından itibaren sağlık sosyolojisinin gelişmesiyle birlikte verimli çalışmalar ortaya konmuştur. Bu çalışma, Foucault’nun biyo-iktidar ve biyo-politika kavramları ve Turner’ın beden sosyolojisi kuramına dayanmaktadır. Düzenleyici iktidarın söylemlerinin kadın bedenini ve makro düzeyde nüfusu nasıl etkilediği bu çalışmanın odak noktasını oluşturmaktadır. Bu yüzyılın getirmiş olduğu teknolojik gelişmeler ve neoliberal politik söylem tıpta kendini çok etkin olarak özellikle kadın bedeninde kendini göstermektedir. Bu çalışmanın araştırma deseni anlatı araştırması niteliği taşımaktadır. Bu çalışmada, riskli gebelik tanısı konulan 10 kadın ile görüşme yapılmış ve katılımcılardan gebelik süresince yaşadıkları yaşam hikâyelerini anlatmaları istenmiştir. Yapılan görüşmelerden elde edilen veriler ışığında dört tema belirlenmiştir ve bu temalar tümevarımsal içerik analizi ile sınıflandırılmıştır. Bu temalar, tıp söyleminin düzeni ve normalleştirici etkisi (1), kadınların biricikliği ve psikolojik süreç (2), bedenin kontrolü ve sosyal pratikler (3) ve kadının sosyal/iş yaşamı (4) olmak üzere dört farklı temadan oluşmaktadır. Çalışmada, özellikle biyo-iktidar ve biyo-politika aracılığı ile bedenleri üzerinde kurulan hâkimiyetin kadınlar tarafından çaresizce kabul edildiği görülmüştür. Ayrıca çalışmada gebe kadınlarda kaygı yaratan risk ve belirsizlik kavramları, tıp söyleminin normalleştirici pratiklerini oluşturmaktadır. Bu anlamda, uzman görüşü, genetik testi yapan uluslararası şirketler, laboratuvar incelemeleri, psikolojik süreç, hastaneler riskli gebeliğin tanısında çok önemli güçler olarak çalışmada ön plana çıkmıştır
Body sociology has become one of the core fields of sociology with the influence of post-physical thinkers after World War II. Especially since the second half of the 20th century, effective studies have been shown with the development of health sociology. This study is based on Foucault’s bio-power and bio-politics concepts and Turner’s theory of body sociology. The focus of this study is how the statements of the regulatory power affect the female body and the population at the macro level. The technological developments that this century has brought and neoliberal political speech demonstrate itself very effectively in medicine, especially in the female body. The research model of this study carries the nature of the story research. In this study, 10 women who were diagnosed with a risk pregnancy were interviewed and the participants were asked to tell the life stories they lived during pregnancy. In the light of the data obtained from the discussions, four topics have been determined and these topics are classified by tube-based content analysis. These topics consist of four different topics: the order and normalizing effect of medical speech (1), the unity of women and the psychological process (2), the control of the body and social practices (3) and the social/work life of women (4). The study found that domination on their bodies, especially through bio-power and bio-politics, was disappointedly accepted by women. The concepts of risk and uncertainty that cause anxiety in pregnant women in the study also form normalizing practices of medical speech. In this sense, the expert opinion, the international companies performing genetic tests, laboratory examinations, psychological processes, hospitals have come to the forefront in working as very important forces in the diagnosis of riskful pregnancy.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|