İnsanlığın başlangıcından bu yana güçlünün zayıfa tahakkümü toplumların en büyük problemi olmuştur. Cahiliye döneminde kadınlar, babalarının ve kocalarının sahip oldukları bir meta gibi algılanır ve ona göre muamele görürlerdi. Karanlıklar içerisinde hayat mücadelesi veren insanlığın imdadına yetişen İslam, kadınlara yapılan zulümleri engellediği gibi onlara hak ettikleri itabırı da kazandırmıştır. Cahiliye döneminde kadınların hayal edemedikleri bu itibarlı konuma ulaşmaları 23 yıllık risalalet döneminde tedrci olarak gerçekleşmiştir. Kadınlar hayatın hemen her alanında erkeklerle eşit haklar elde ettikleri gibi bazı sahalarda pozitif ayrımcılıkla da sosyal hayatta ön plana çıkarılmışlardır. Bu çalışmada İslam gelmeden evvel kadınların durumları nasıldı, İslamın zuhuruyla ne gibi haklar elde ettikleri tarihsel perspektiften anlatılmaya çalışılmıştır.
since the beginning of mankind, the weakest tasting of the strong has been the biggest problem of societies, women are perceived as a meta that their fathers and husbands have, and they were treated according to him, as well as the women suffering from life struggle in the darknesss, which have been brought to the women who deserved to them, as well as women who were able to imagine in the period of cahiliye, women who were not able to come to this reputable position in 23 years of risalalet, women who have been seen as positive rights in the areas of life almost in the area of men, as well as the social rights that they were inhabited
Alan : İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|