Kazak Türkleri, VIII. yüzyıldan itibariyle bozkırda İslam’ın kabulü ve şeriat değerlerinin tatbikiyledinî ve sosyal yaşantılarını zenginleştirmişlerdir. Kazaklar arasında Ahmet Yesevi ile başlatılan Sünni kökenli, sûfi ve tasavvuf akaidi etrafında şekillenen bozkır Türk İslam geleneğinin şekillendiğikültürel ivme, Çarlık Rusya’nın Türkistan’ı ilhak süreci sırasında tatbik edilen kültürel sömürü veRuslaştırma siyaseti sebebiyle ağır bir tahribata uğramıştır. İlerleyen yıllarda Bolşevik DevrimiyleRusya’da yönetimi ele geçiren Sovyet yönetiminin tatbik etmiş olduğu ateizm siyaseti sebebiyleKazak toplumu arasında yaklaşık 70 yıl sürecek olan sosyo politik ve dinî değerlere karşı uygulanan baskı ve tecrit politikası artarak devam etmiştir. Çarlık ve Sovyet döneminde medrese, mescit, molla ve imamların faaliyetlerinin yasaklanmasının yanında, Yesevilik anlayışına göre şekillenen kültürel hayata çok farklı yöntemlerle müdahalede bulunulmuştur.Sovyetler, yönetime geldikleri ilk yıllarda bozkırdaki yerli Kazak Türklerinin dinî duygularınadikkatle yaklaşıyordu. Bolşevikler bu dönemde bir taraftan “İşçi Müslümanlara” haklarınınkorunmasına dair vaatler verirken, diğer yandan demokratik ilkelerini yok etmeye çalıştı. 1920’liyılların ikinci yarısında, SSCB’de İslam’a karşı “şiddetli saldırı” politikası başlamıştır. 1920’lerinsonuna kadar güçlenen Totaliter sistem din adamlarına karşı siyasi bir kampanyayı hayata geçirmiştir.OGPU’nun (SSCB’nin Halk Komiserliği Konseyine bağlı Birleşik Devlet Siyasi Yönetimi) organları,ülke Müslümanlarının birleşmesini, inançlı kişiler ve din adamları ile milli aydınların siyasi olarakgüçlenmesini önlemek için çeşitli yöntemler kullanmıştır. Bolşevikler, dinî derneklerin tescili vekayıt altına alınması, camilerin açılması ve kapatılması hususunda kararlar verdi ve kültüre ilişkinmevzuatın kontrol altına alınmasını başardı. Bu yeni komünist düzen, halkın haklarının kısıtlanmasıve ihlal edilmesine neden olmuştur. Nitekim bu dönemde tüm dinî faaliyetler sert bir şekilde idarikontrol altına alınmaya başlanmıştır. Bu kısıtlamalar içerisinde İslamiyet, diğer dinlere nazaran daha fazla saldırıya uğramıştır; çünkü Komünist yönetiminin kurulmasının akabinde Kazakistan’da 1921-1922’de birinci açlık dönemi ve 1926’dan sonra başlatan kollektifleştirme siyaseti; benimsenen yeni iktisadi politika ve elitlerin mülküne el koyulmasıyla gelen ikinci kıtlık ve soykırımın başlatılmasının önünde hiçbir engel kalmamıştır.
The Kazak Turks VIII. From the century to the century, the acceptance of Islam and the sharia values have enriched their practical and social lives. The cultural impulse of the Turkish Islamic tradition formed around the Sunnite, Sufy and Tasavvuf akaidi, which began with Ahmet Yesevi among the Kazakhs, has been severely destroyed due to the cultural exploitation of the Tsarish Russia in Turkistan during the process of adhesion and the Russianization policy. In the years to come with the Bolshevik Revolution, the atheism policy that the Soviet government exercised in Russia, and the pressure and isolation policy against social and religious values, which will last between the Kazak society for
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|