Maddi ve manevi kirlerden temizleyen, arındıran su, mitik devirlerde olduğu gibi günümüz Siirt toplumunda da halkın muhtelif ihtiyaçlarının tedarik edilmesinde, şifa, bereket, çocuk sahibi olma gibi birçok amaçla kullanılmaktadır. Yörede kutsal bilinen suların büyük bir kısmı yatır veya türbe yakınlarında yer almakta; bir şeyhe yahut din büyüğüne yönelik anlatılarla kutsiyet kazanmaktadır. “Yeşil su” adı verilen şifalı suyla ilgili anlatı, bir din âlimi olan İsmail Fakirullah’ın dini kişiliği etrafında şekillenirken, Şeyh Arap Ziyareti’nde yararlanılan su ise “şeyh”lik mertebesindeki bir zatla birlikte anılmaktadır. “Tuzlu su” anlatısında ise suya kutsallık kazandıran bir kadın evliyadan bahsedilmektedir. Şeyhü’l Hazin, Şeyh Halef, Şeyhü’s Sibre, Şeyhü’l Horani, Şeyh Cerrah, Şeyh Termo ve Şeyh Münkedir türbelerinde bulunan kuyuların sularından gerek içilerek gerekse banyo yapılarak çeşitli hastalıkların tedavi edilmesinde yararlanılmaktadır. Türbe veya camide bulunan kuyu suyu ile yıkanma ritüeli, ilk kozmik eylemin tekrarından başka bir şey değildir. Bu sularla banyo yapmak veya o sulara temas etmek, onları içmek insanoğlunun suyla buluşmasını sağlayacak ve insanoğlu adeta yeniden doğacak veya doğuracaktır. Siirt halk kültüründe tespit ettiğimiz “su”ya dayalı ritüeller, İslamî bir anlayışla yeniden yoğrulmuş ve eren kültüyle birleşerek işlevselliğini devam ettirmiştir. Birçok mitolojik sistemde evrenin yaradılışında başrolü üstlenen, doğuşun ve yaşamın simgesi olan su, Siirt yöresi halk kültüründe başta çocuk sahibi olmak ve hastalıklardan kurtulmak olmak üzere hemen her derdin devası olarak görülmekte, yukarıda adı geçen türbeler, şifa arayıcıların uğrak yeri olmaya devam etmektedir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|