Türkiye’de ‘çeviri’ye yönelik üniversite düzeyinde verilen eğitim, 40 yıla yakın bir geçmişi geride bırakmıştır. İki bölümün öğrenci kabulü ile başlayan bu süreçte çeviri bölümlerinin sayısı bugün 50’ye yaklaşmıştır. Bu bölümlerde sunulan lisans ve yüksek lisans programlarının ise oldukça arttığı ve dil çiftleri bakımından çeşitlendiği görülmektedir. Bu süreçte öncü bölümlerin mezunları, başka üniversitelerde kadro almış, yeni bölümlerin kurulmasına da öncülük etmişlerdir. Dolayısıyla bir yandan bilgi, bilinç ve birikim dağılmış, diğer yandan üniversite ve bölümler arasındaki iş birliği ve etkileşim olanakları artmıştır. Bologna Süreci ise getirdiği şeffaflık ve düzen ile standartlaşmayı pekiştirmektedir. Çevirmen eğitiminin Türkiye’de bu köklü sayılabilecek geçmişi ve araştırma alanındaki gelişmeler gerek çeviri eğitimi gerekse Çeviribilim açısından ‘Türkiye ekolü’ şeklinde tanımlanabilecek bir olguyu gündeme taşımaktadır. Bu birikimin somut durumda lisans programlarına nasıl yansıdığı ve lisans programlarının ‘çevirmen eğitiminin koşulları’ ile ilgili yurt dışı, özellikle Avrupa kaynaklı çerçevelere ne kadar uyduğu ise, sorgulamaya değer bir araştırma sahası olarak karşımızda durmaktadır. Bu ana sorunsaldan hareketle bu çalışmada Türkiye’de çeviri eğitimi sunan bölümlerin mevcut hedefleri ve beklentileri, seçilen örneklem temelinde incelenmeye çalışılmıştır. Bu değerlendirmede bölümlerde sunulan çeviri eğitimi lisans programlarında Bologna Süreci çerçevesinde beyan edilen program çıktıları, içerik analizi yaklaşımı ile analiz edilmiş ve programlardaki hedef ve beklentilerin çevirmen yeterlikleri ile ilgili Avrupa’da ortaya konmuş çerçeveye uygunluğu değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Türkiye’de ‘çeviri’ye yönelik üniversite düzeyinde verilen eğitim, 40 yıla yakın bir geçmişi geride bırakmıştır. İki bölümün öğrenci kabulü ile başlayan bu süreçte çeviri bölümlerinin sayısı bugün 50’ye yaklaşmıştır. Bu bölümlerde sunulan lisans ve yüksek lisans programlarının ise oldukça arttığı ve dil çiftleri bakımından çeşitlendiği görülmektedir. Bu süreçte öncü bölümlerin mezunları, başka üniversitelerde kadro almış, yeni bölümlerin kurulmasına da öncülük etmişlerdir. Dolayısıyla bir yandan bilgi, bilinç ve birikim dağılmış, diğer yandan üniversite ve bölümler arasındaki iş birliği ve etkileşim olanakları artmıştır. Bologna Süreci ise getirdiği şeffaflık ve düzen ile standartlaşmayı pekiştirmektedir. Çevirmen eğitiminin Türkiye’de bu köklü sayılabilecek geçmişi ve araştırma alanındaki gelişmeler gerek çeviri eğitimi gerekse Çeviribilim açısından ‘Türkiye ekolü’ şeklinde tanımlanabilecek bir olguyu gündeme taşımaktadır. Bu birikimin somut durumda lisans programlarına nasıl yansıdığı ve lisans programlarının ‘çevirmen eğitiminin koşulları’ ile ilgili yurt dışı, özellikle Avrupa kaynaklı çerçevelere ne kadar uyduğu ise, sorgulamaya değer bir araştırma sahası olarak karşımızda durmaktadır. Bu ana sorunsaldan hareketle bu çalışmada Türkiye’de çeviri eğitimi sunan bölümlerin mevcut hedefleri ve beklentileri, seçilen örneklem temelinde incelenmeye çalışılmıştır. Bu değerlendirmede bölümlerde sunulan çeviri eğitimi lisans programlarında Bologna Süreci çerçevesinde beyan edilen program çıktıları, içerik analizi yaklaşımı ile analiz edilmiş ve programlardaki hedef ve beklentilerin çevirmen yeterlikleri ile ilgili Avrupa’da ortaya konmuş çerçeveye uygunluğu değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Field : Eğitim Bilimleri; Filoloji
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|