Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrupa’dan tüm Asya’ya kadar olan devletleri içeren bölgesel bir uluslararası örgüttür. ŞİÖ’de üye ülkeler olarak Rusya, Çin, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Kazakistan yer alırken, gözlemci ülkeler olarak Pakistan, İran, Moğolistan ve Hindistan bulunmaktadır. Örgütün tüm üye devletleri eşit haklara sahip olsada, Rusya ve Çin’in tüm örgütlenme politikalarına hakim olduğu da bir gerçektir. İki ülkenin ŞİÖ’ye hakim olmasının nedeni; ekonomik kapasite, nüfus ve askeri güç potansiyelleridir. Bu nedenle ŞİÖ’deki tüm faaliyet ve vizyonlar tamamen organizasyondaki büyük oyuncular tarafından yönetilmektedir. Türkiye’nin ŞİÖ üye ülkeleriyle ilişkileri son yıllarda hızla gelişmektedir. Bu süreç büyük olasılıkla iki ana nedenden dolayı artan bir ivme ile devam etmektedir. Birincisi, dünya ekonomisinin ağırlık merkezi Amerika ve Avrupa’dan Asya’ya doğru kaymaya devam ettiği için Çin, şimdiden dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline gelmiştir. Hükümet, Türkiye’yi dünya siyasetinde merkezi bir ülke yapma iddiasını sürdürmek için başta Çin ve Hindistan olmak üzere yükselen Asya güçleri ile ilişkilerini geliştirmesi gerektiğinin de bilincindedir. Bu anlamda ŞİÖ, Türk politika yapıcıları tarafından bu iddialı hedefi gerçekleştirmenin bir amacı değil, bir aracı olarak algılanmaktadır. İkincisi, Avrupa’daki mali kriz yavaşlamış olsa da, tamamen kontrol altına alınmış olmaktan uzaktır. Bu da, Türkiye’nin zaten zor olan üyelik sürecini zorlaştıran bir diğer faktördür. Türk hükümeti ve halkı AB’ye olan inancını kaybetmeye devam ederse, ŞİÖ’nün sembolize ettiği Asya/Avrasya alternatifi Türk dış politika yapıcıları için daha umut verici görünebilir.
Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrupa’dan tüm Asya’ya kadar olan devletleri içeren bölgesel bir uluslararası örgüttür. ŞİÖ’de üye ülkeler olarak Rusya, Çin, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Kazakistan yer alırken, gözlemci ülkeler olarak Pakistan, İran, Moğolistan ve Hindistan bulunmaktadır. Örgütün tüm üye devletleri eşit haklara sahip olsada, Rusya ve Çin’in tüm örgütlenme politikalarına hakim olduğu da bir gerçektir. İki ülkenin ŞİÖ’ye hakim olmasının nedeni; ekonomik kapasite, nüfus ve askeri güç potansiyelleridir. Bu nedenle ŞİÖ’deki tüm faaliyet ve vizyonlar tamamen organizasyondaki büyük oyuncular tarafından yönetilmektedir. Türkiye’nin ŞİÖ üye ülkeleriyle ilişkileri son yıllarda hızla gelişmektedir. Bu süreç büyük olasılıkla iki ana nedenden dolayı artan bir ivme ile devam etmektedir. Birincisi, dünya ekonomisinin ağırlık merkezi Amerika ve Avrupa’dan Asya’ya doğru kaymaya devam ettiği için Çin, şimdiden dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline gelmiştir. Hükümet, Türkiye’yi dünya siyasetinde merkezi bir ülke yapma iddiasını sürdürmek için başta Çin ve Hindistan olmak üzere yükselen Asya güçleri ile ilişkilerini geliştirmesi gerektiğinin de bilincindedir. Bu anlamda ŞİÖ, Türk politika yapıcıları tarafından bu iddialı hedefi gerçekleştirmenin bir amacı değil, bir aracı olarak algılanmaktadır. İkincisi, Avrupa’daki mali kriz yavaşlamış olsa da, tamamen kontrol altına alınmış olmaktan uzaktır. Bu da, Türkiye’nin zaten zor olan üyelik sürecini zorlaştıran bir diğer faktördür. Türk hükümeti ve halkı AB’ye olan inancını kaybetmeye devam ederse, ŞİÖ’nün sembolize ettiği Asya/Avrasya alternatifi Türk dış politika yapıcıları için daha umut verici görünebilir.
The Shanghai Cooperation Organization is a regional international organization comprising countries from Europe to Asia. Russia, China, Kyrgyzstan, Tajikistan, Uzbekistan and Kazakhstan are members of the ISO, while Pakistan, Iran, Mongolia and India are observing countries. It is also a fact that while all member states of the Organization have equal rights, Russia and China dominate all organizational policies. The reason for the two countries dominating the ISO is the economic capacity, the population and the military power potential. Therefore, all activities and visions in the SHIO are fully managed by the major players in the organization. The relations of Turkey with its member countries have evolved rapidly in recent years. This process is likely to continue with an increasing momentum due to two main reasons. First, as the weight center of the world economy continues to move from America and Europe to Asia, China has already become the world’s second-largest economy. The government is also aware that it needs to develop relations with rising Asian forces, primarily China and India, to continue the claim of making Turkey a central country in world politics. In this sense, the SHI is perceived by Turkish policy makers as a means, not a purpose to
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|