Görüntüleme
15
İndirme
3
Tedavisi mümkün olmayan hastalıklarda hasta birey ve aile üyelerinde kaygı prevalansı yüksek olmakla birlikte ölçülme şekline ve çeşitli nedenlere bağlı olarak kaygı düzeyi de değişebilmektedir. Bu araştırma, palyatif bakım kliniğinde bakım sürecine dahil edilen hasta bireylerin aile üyelerinin psikometrik ölçümlerle kaygı düzeyini ve etkileyen etmenleri belirlemek, terapi ile azaltmak ve psikolojik desteğin önemini vurgulamak amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırma 24 Nisan- 02 Kasım 2018 tarihleri arasında bir devlet hastanesinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini hastalarına bakım veren yüzelli birey oluşturmaktadır. Veriler hasta aile üyesi sosyodemografik veri formu, hasta ve hastalığa ait bilgi formu, psikolojik destek alma formu, Spielberger’in Durumluk Kaygı Envanteri Formu ile toplanmış ve dikkat çeken sonuçlar elde edilmiştir. Hasta bireylerin aile üyelerinin %72.7’si kadın, %31.3’ü 51-60 yaşında, %83.3’ü evli, %36’sı ilköğretim mezunu, %44.7’si ev hanımı, hasta bireylerin %35.3’üne kanser, %60’ı yatağa bağımlı, %76.7’sinin beslenme bozukluğu, %89.3’nün ayağa kalkamadığı, aile üyelerinin %97.3’nün hastaya nasıl bakım vereceğini bilmedikleri, %99’nun yakınma olduğunda yardım alabileceği birisinin olmadığı, %82’ sinin “iki iyilikten birisi” ni diledikleri, ayrıca aile üyelerinin başlangıçta durumluk kaygı toplam puan ortalamasının 74.85±4.6 olan seviyeden psikolojik destek sonrası 28.02±.6.62 değişim gösterdiği, psikolojik destek alma ile kaygı düzeyi arasında, tanıdan sonra yatağa bağımlı hale gelme süresi, palyatif bakımda yer bulabilme, etkili iletişim kurabilme, bilgi alabilme ve evde bakmakla yükümlü olunan yakının olması arasında anlamlı bir fark olduğu bulgularına ulaşılmıştır.
The prevalence of anxiety in the patient individual and family members in diseases that cannot be treated is high, but the level of anxiety can also vary depending on the method of measurement and various causes. This research has been done in an identificative way to identify the level of anxiety and the influential factors of the family members of patients involved in the care process in the palliative care clinic with the aim of determining, reducing with therapy and emphasizing the importance of psychological support. The study was conducted in a state hospital between April 24 and November 02 2018. The sample of the study is made by the face-to-face individual who takes care of their patients. The data was collected with the patient family member's sociodemographic data form, the patient and disease information form, the psychological support form, Spielberger's Conditional Anxiety Inventory Form, and remarkable results were obtained. 72.7 per cent of the family members of patients are women, 31.3 per cent are 51-60 years old, 83.3 per cent are married, 36 per cent are primary school graduates, 44.7 per cent are households, 35.3 per cent of the patients are cancer, 60 per cent are addicted to bed, 76.7 per cent are eating disorders, 89.3 per cent are unable to stand up, 97.3 per cent of the family members do not know how to take care of the patient, 99.3 per cent are unable to get help when they are close, 82.2 per cent are "one of the goods" of the brain, and the family members are expected to have a mental support from the average level of 74.856 per cent of the total concern at the beginning. It has been found that there is a significant difference between receiving psychological support and the level of anxiety, the time of addiction to bed after diagnosis, the ability to find a place in palliative care, the ability to communicate effectively, the ability to get information and the duty to care at home.
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
