Türkiye’de enformel bir konumda olan refakatçilik hizmeti gelenekselleşmiş bir şekilde hem kurumsal alanlar hem de kurum dışı gündelik yaşamda çocuk, hasta ve yaşlı bakım ihtiyacı açısından önemli bir hizmet üretmektedir. Ancak günümüzde refakatçilik hizmetine yönelik ihtiyacın, sürekli olarak, arttığı da görülmektedir. Bunun en önemli nedenleri arasında ailelerin küçülmesi, eğitim süreçlerinin uzaması, çalışma hayatına katılan bireylerin bu tür hizmetlere ayıracak boş zamanlarının azalması gibi makro toplumsal değişmelerin yanında, nitelikli personel yetersizliği, istihdam politikalarındaki eksiklikler, yaşlılar başta olmak üzere bakım ve refakat ihtiyacı olan nüfusun artması bulunmaktadır. Bu nedenle ücretsiz aile emeği çerçevesinde yürütülen refakatçilik hizmetleri günümüzde görünür bir şekilde ücretli bir istihdam alanlarından biri haline gelmektedir. Henüz emek arzı bakımından yetersizlikler olmakla birlikte bu şekilde bir oluşumun ön şartı olan emek ve hizmet alma talebi gün geçtikçe daha fazla hissedilir hale gelmektedir. Araştırma yeni ve formel bir istihdam alanı olmaya aday olan refakatçilik hizmetine yönelik sorunları ve bu hizmeti üreten aktörler açısından yaşanılan yetersizlikleri, karşılaşılan ya da aşılmasında güçlük çekilen problemleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda araştırma enformel bir çerçevede yürütülen refakatçilik hizmetlerinin yaşam doyumunu azaltacağı, bakım yükü artışı ile birlikte tükenmişlik düzeyini artıracağına ilişkin bir varsayımı sınama çabasındadır. Dolayısıyla çalışmanın, öne sürülen varsayım kapsamında değerlendirilebilecek değişkenlerden hareketle, söz konusu hizmet alanlarına yönelik nitelikli eğitim, istihdam ve personel politikalarının oluşturulmasında dikkate alınabilecek bir toplumsal katkı yaratabileceği umulmaktadır. Araştırma kapsamına Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesinde dâhili ve cerrahi kliniklerinde yatarak tedavi gören hastaların yanında refakatçi olarak kalan 500 birey alınmıştır. Refakatçiler rastgele örneklem tekniği ile seçilmiştir. Bireylere “Yaşam Doyumu Ölçeği (YDÖ)”, “Bakım Verenlerin Yükü Ölçeği (BYÖ)” ve “Maslach Tükenmişlik Envanteri (MTE)” uygulanmıştır. Ayrıca refakatçilere ve hasta bireylere, demografik ve sosyoekonomik durumlarına ilişkin bilgileri içeren bir soru formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda refakatçi bireyin yaşam doyumu % 66,24; zaman-bağımlılık yükü % 41,35; gelişimsel yük %25,05; fiziksel yük %26,45; sosyal yük %11,09 ve duygusal yük %13,72 düzeyinde bulunmuştur. Bakım verenler %47 düzeyinde tükenmişlik yaşamaktadırlar. Yaşam doyumu ve bakım verme yükü ile tükenmişlik arasında güçlü bir ilişki vardır. Bakım yükü arttıkça tükenmişlik artmakta; bakım yükü duygusal tükenmeye (r=0.771, p<0.01) ve duyarsızlaşmaya (r=0.594, p<0.01) neden olmaktadır. Çalışmanın ampirik bulguları, günümüzde hasta bakımı sorununun gittikçe artan bir eğilime sahip olduğunu göstermektedir. Bu nedenle hasta bakımına yönelik politikaların geliştirilmesi önemlidir. Özellikle hastaya refakat eden bireylerin fiziksel, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını destekleyecek programların geliştirilmesi önem taşımaktadır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|