İslam medeniyetinin yetiştirdiği mümtaz şahsiyetler arasında oldukça geniş bir ilim yelpazesine sahip olan Ḳuşeyrî, derin izler bırakan büyük bir mutasavvıf ve müfessirdir. Bir sûfî olması hasebiyle o, tasavvuf ve tefsir sahasına çok kıymetli eserler kazandırmıştır. Müellif, engin bir tefekkürün izlerini taşıyan Leṭâifu’l-işârât adlı tefsirinde müteşâbih âyetlerin işârî boyutlarına temas etmiş ve onları yorumlamaktan çekinmemiştir. Öte yandan Kelamcı müfessir olan Mâturîdî de medeniyetimizin yetiştirdiği çok kıymetli ilim adamlarımızdan biri olup özellikle Kelam sahasında bir otorite olarak kabul edilmektedir. Kaleme aldığı Te’vîlâtu’l-Kur’ân adlı tefsiri ise onun Tefsir ilminde de söz sahibi olduğunu göstermektedir. Maksadımız, makalemizin konusunu teşkil eden ve mutlak müteşâbih olarak addedilen ḥurûf-u muḳāṭtaʿanın, bir sûfî müfessir ve bir Kelamcı müfessir tarafından nasıl değerlendirildiğini ve onlara hangi manaların verildiğini ve aralarındaki farkı tespit etmektir.
The Islamic civilization has a very wide range of knowledge among the mutual personalities that it has grown, and it is a great mutasavvif and perfessor that leaves profound traces. He has made a great deal of worship, and has made a great deal of worship, and has made a great deal of worship. In the words of the Prophet (peace and blessings of Allah be upon him), the Prophet (peace and blessings of Allah be upon him) said, “There is no fear for them. On the other hand, Maturîdî is one of our very valuable scientists that our civilization has grown up and is
Alan : Eğitim Bilimleri; İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|