Toplumsal düzenin sağlanması ve korunması noktasında varlığı akla ilk gelen kurum hukuk kurumudur. Bu kurumun sağlıklı bir biçimde işlemesinin ilk şartı ise uygulandığı toplumun hassasiyetlerinin göz önünde bulundurularak inşa edilmiş olmasıdır. Bu noktada çözüm odaklı bir bakış açısıyla olaya yaklaşıldığında işlevsel ve uygulanabilir bir hukuk oluşturmada müracaat edilecek kaynaklardan birinin örf olduğu anlaşılacaktır. Kısaca, insanların çoğunun benimseyip alışkanlık haline getirdikleri şeyler olarak tarif edilebilecek örf, oluştuğu toplumun karakteristiğini en iyi yansıtan mekanizmadır. Örf, hem beşeri hem de ilahi kaynaklı hukuk sistemlerinin oluşumunda kendine yer bulmuştur. İlahi kaynaklı bir hukuk sistemi olan İslâm hukukunda da o denli bir yere sahiptir ki yeni bir yere tayin olunan kâdının/hâkimin o yörenin örfünü öğrenmeden hüküm vermemesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu makalede öncelikle genel bir çerçevede örfün tanımına, mahiyetine ve hukuk normu oluşturmada kaynaklık değerine değinilecektir. Daha sonra İslâm hukuku özelinde örfün ne ifade ettiği ve deliller hiyerarşisindeki yeri ele alınacaktır. Ayrıca örfün değişiminin İslâm hukuk üzerindeki izleri yansıtılmaya çalışılacaktır.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|